23. Bölüm

2.2K 211 72
                                    

Jungwoo, Lucas'ı sürüklediğinde Lucas sessizce takip ediyordu ama bu sessizlik fırtına öncesinin sessizliğiydi. Restorandan çıkıp arka tarafa doğru yöneldiler. Sonunda boş bir otoparka gelmişlerdi. Jungwoo içeri girince Lucas'ın kolunu bıraktı. Lucas ona alayla bakıp kenarda ki kolonlardan birine yaslandı.

"Ee gerizekalı, ne sikim konuşacağız da getirdin beni buraya?" dedi Lucas alaylı gözleri ile.

"Düzgün konuş." diye tısladı Jungwoo.

"Düzgün konuşmazsam ne olur Jungwoo? Alay mı edersin benimle? Yoksa döver misin?" diyerek devam etti Lucas. Sesinde ki alay o kadar barizdi ki.

"Bu şekilde mi olmasını istersin? Şuan seninle konuşuyorsam bu senin için değil Jeno için."

"Ne?" dedi Lucas gözlerini devirerek.

"Ne zannediyorsun? Biz aramızda ki sorunu çözmezsekte onların mutlu olacağını falan mı? Ne Jaemin senden vazgeçer, Ne de Jeno benden."

Lucas onun haklı olduğunu biliyordu. Şuan seçim yapması gerekiyordu. Ya karşında ki gerizekalıyı dinleyecekti ya da en yakın arkadaşının ilk aşkını mahvedecekti.

"Konuş o zaman. Söyle. Hayatı bana niye dar ettin?" dedi Lucas sakince.

"Hep kendine yapılanı görüyorsun çünkü değil mi? Hayatı bana dar etmeye sen başladın."

"Seni tanımıyordum bile tam olarak anasını satayım. Sadece sınıfta ki inek çocuktun sen. Ne dar etmesi? Kendi halimde 3-5 arkadaşımla takılıyordum sen bana bulaşasıya kadar."

"Hah." dedi Jungwoo sinirle. "O hatırlamadığın 3-5 arkadaşın var ya Lucas, işte onlar benim arkadaşımdı. Sen komik bir çocuktun ve herkesi güldürüyordun. Sınıfta ki herkes seninle arkadaş olmak istiyordu. Ben bile." dedi Jungwoo. "Onlar da beni bırakıp seninle takılmaya başladı. Başta umursamadım. Sonuçta hepimiz küçüktük, bende senin arkadaşın olabilirdim değil mi?"

"Olabilirdin."diyerek araya girdi Lucas. Jungwoo o öyle söyleyince güldü.

"Ama olamadım. Çünkü beyefendi beni sınıfın ineği ilan etmişti. Arkamdan dalga geçmeye başlamıştı, arkadaşım dediğim kişiler ile birlikte. Bunu da umursamamıştım, ta ki sınıf arkadaşım olan o kişilerle konuşmanı duyana kadar. Ders çalışmaktan başka bir şey bilmeyen inektim ben değil mi? Ailem bana gereken terbiyeyi vermemiş, beni eğitememişti değil mi Lucas? Beni onların bile sevmediğini, benim sadece ders çalışmaya yarayan bir makine olduğumu söylemiştin. Hatırlıyor musun? "

Lucas söylediklerini hatırlıyordu. Bu yüzden sadece kafa salladı.

"Babam ben 5 yaşındayken öldü." dedi Jungwoo başını dikleştirip. Parmağını sertçe Lucas'ın göğsüne vurmuştu. "Annem ben 6 yaşındayken zengin biri ile evlenip gitti. Çocuk esirgemeden korkutuğum için resmiyette büyükannem ile yaşamaya başladım ama o kendi evindeydi, ben kendi evimdeydim. 6 yaşındaydım, sadece 6. Ev Babamındı bu yüzden kira derdim yoktu ama fatura ödemeliydim, yemek yemeliydim. Sonra yapabileceğim minik bir dağıtım işi buldum. Çevrede ki evlere süt ve gazete bırakıyorum. Bazen broşür dağıtıyordum. Para kazanmaya başladım. Kendi paramı çıkarabiliyordum."

Lucas bir şeyler söylemek istedi ama sustu.

"Ben para kazanınca sınıfa da yansımıştı ve derslerim de iyi olunca herkes bana dönmeye başladı. Hocalar beni seviyordu çünkü. İnsanları bilirsin, nankördürler. İlk bana sırt çevirenler, o zaman da sana sırtını çevirmişti. Ben de bunu fırsat bilip intikam almak istedim. Görünüşünü sevdiğini biliyordum. Bu yüzden buna oynadım. Sevdiğin şeyden nefret etmeni sağladım. Sandığımın aksine sen benim kadar güçlü değilmişsin. Tek yaptığın kaçmak oldu. Yeni arkadaşlar edindin ve okuldan gittin. "

"Gelip benimle konuşabilirdin." dedi Lucas.

"Sen niye gelip benimle konuşmadın?" dedi Jungwoo. "Niye seninle dalga geçtiğimi, seni ezdiğimi niye sormadın? Hepimiz daha çok küçüktük. 9 yaşındaydım ve tek başımaydım Lucas. Doğruydu. Ailem beni sevmiyordu."

"Bilmiyordum. Tamam mı? Lanet olsun, bilmiyordum." diye bağırdı Lucas. "Bilsem yapmazdım."

"Biliyorum ama fark etmişsindir. Biri ile dalga geçmek sadece fiziksel özellikleri ile olmuyormuş. Bazen konuşurken 2 kez düşünmek gerekiyormuş. Bu yüzden özür dilerim. Seninle dalga geçmemem gerekirdi." dedi Jungwoo.

Lucas kolundan tutup, kendine çekerek sarıldı çocuğa. Anlatırken gözleri dolmuştu. Sarılmaya birlikte Jungwoo'nun sol gözünden bir damla aktı.

" Ben de özür dilerim. İkimiz de küçüktük ve saçmalamışız. " dedi Lucas sarılmaya devam ederek.

" Zorbalığın yaşı olamaz. Ne ben senin bana dediklerini unutabildim. Ne de sen benimkileri unutmuşsun. Sana hala sinirliyim."

"Ben değilim." dedi Lucas. Zaten kin tutmazdı. "Döv istersen, rahatlarsın."

"Saçmalama." diyerek geri çekildi Jungwoo. Lucas onun yüzünü avuçladı hafifçe. Yüzü ellerinin arasında kaybolmuştu. Baş parmakları ile göz yaşlarını sildi.

"Şimdi iyi misin?"

Evet anlamında kafasını salladı Jungwoo. Lucasta ona gülümsedi.

Eski düşmandan çok güzel dost olurdu sonuçta diye düşündü Lucas. Sonra kafasını salladı. Dosttan fazlası bile olurdu.

Take Off ~ Nomin  '✓' Where stories live. Discover now