20. Bölüm

2.4K 227 39
                                    

Sizleri beklettiğim için çok üzgünüm. Biraz sıkıntı yaşadığım bir dönem oldu. Bu gece bu uzun arayı telafi edicem 💜

Jaemin ertesi gün kalktığında kendini rahatlamış hissediyordu. Saat 11 de uyanmıştı. 2 gibi de buluşma kararı almışlardı. Dün Jeno ile konuşmuşlar ve en iyi şeyin yemek yemek ve oyun oynamak olduğuna karar vermişlerdi. Bu yüzden önce Jeno'nun bahsettiği yerde yemek yiyeceklerdi birlikte. Sonra da Jaeminlerin her zaman gittiği yerde oyun oynayacaklardı. Bu yüzden Jeno'nun onları istediği yere yönlendirmesine izin vermişti.

Jaemin hazırlanmaya başladı. Önce saçını önden ayırmıştı. Sonra ise fön çekip şekillendirdi ve rahat bir nefes verdi. Abartmadan güzel bir şey giymek istiyordu. Kareli gömleğini, beyaz pantolonunu ve siyah ceketini giydi. Kendi hazır olduğunda saatine bakmak aklına gelmişti. Neredeyse bir buçuk olduğunu görünce eşyalarını alıp evden fırladı. Lucas'ın evinin önüne gelip onu aradı.

"Aşağı in."

"Sana da merhaba kardeşim. İyiyim, sen nasılsın? Ah, tabi hazırım."

"Uzatma Lu. Aşağı in."

"Tamam be." dedi Lucas ve yüzüne kapattı telefonu Jaemin'in. Çok geçmeden kapıda belirmişti.

"Geldik işte patlama. Hem sen neden bu çocukla yalnız buluşmuyorsun ki?"

"Çünkü biz yakınlaştıktan sonra sizin yakınlaşmanızı istemiyorum. Hep beraber birbirimizi tanıyalım istiyorum. Hep beraber tanışalım istiyorum. Arkadaşlarımın sevmediği insanları hayatıma sokamam." dedi

"Bu senin hayatın ama." dedi Lucas, birlikte yürümeye ve Jeno'nun attığı konuma gitmeye başladılar. Diğerleri ile mesajlaşmıştı Jaemin. Onlar da yola çıkmıştı.

"Evet, bu benim hayatım ama siz çok uzun zamandır benim hayatımdasınız. Yani benim hayatım sizken ve siz onu sevmezseniz, tabi geçerli bir sebepten, ben de sevmem."

Lucas kolunu omzuna atıp saçını karıştıracakken Jaemin son anda fark edip onun eline vurdu. Saçı için çok uğramıştı, bozmasına asla izin vermezdi.

"Nana, sen kimi seversen sev, sen sevdiğin sürece, bizim seveceğimize de emin olabilirsin. Eh tabi onun da seni, senin kadar sevmesi gerekiyor. Yoksa kafasını koparırım."

"Kafasını koparmak demişken Mark'la aranız nasıl? Dalaşıyor musunuz sınıfta?"

"Hae ile kaldığı o günden beri sessiz. Bugün birbirimize bulaşmazsak iyi."

"Peki Jungwoo?"

"O konu da, Jaemin." diyerek durasadı Lucas. "O çocuk bana bi yerden tanıdık gelmeye başladı ama nerden tanıyorum bilmiyorum."

"Nerden tanıyabilirsin? Ben hatırlamıyorum. Eh, benim tanımadığım birini de tanıman imkansız."

"Haklısın ama bilmiyorum. Çok tanıdık geliyor."

"Boşver. Birine benzetiyorsundur."

"Sanırım. Diğerleri neredeymiş?"

"Yolda." dedi Jaemin kendileri varmak üzereydi. "Yangyang biraz geç çıkmış."

"Dua et benimle komşusun. Ya, Yangyang ile olsaydın. O zaman çıldırırdın."

"Doğru söylüyorsun." dedi Jaemin. Geç kalmaktan nefret ediyordu. Lucas da geç çıkıyordu ama Yangyang kadar değildi.

Jaemin ve Lucas vardığında Jeno içerde tekti. Erken gelmişlerdi.

"Selam." dedi Jeno.

"Selam." dedi Lucas ona. Jaemin sadece gülümsemişti.

"Arkadaşlarınız nerde?" dedi Jeno.

"Yoldalar, birazdan burada olurlar. Seninkiler nerde?"

"Yolda." diyerek cevap verdi Jeno.

Jaemin geldikleri yeri sevmişti. Resteronın alt katındaydılar. Arkadaşlarına alt katta olduğunu haber verdi.

"Çok garip bir durumun içinde değil miyiz sizce?" dedi Lucas.

"Katılıyorum." dedi Jeno. "Ama bu iyi bir şey değil mi? Ortada kavga edecek liseniz de kalmadı."

"Farkındayız." dedi Lucas. Jaemin onların muhabbetini dinliyordu,gülümseyerek.

Jeno çok çekici olmuştu ve ona bakmıyordu. Sadece Lucas ile olan muhabbetine odaklanmıştı. Jaemin bu fırsat ile onu inceliyordu. Beyaz bir gömlek ve siyah pantolon giymişti. Sonra arkasına asılı ceketi fark etti. Kendi siyah ceketinin kırmızısıydı. Haberleri olmadan çift gibi giyinmişlerdi. Bu durum Jaemin'in hoşuna gitti.

"Hem, oyun oynadığımız gün ne kadar iyi anlaştığımızı fark etmedin mi?"

"Çokta iyi anlaştığımız söylenemez." dedi Lucas gülerek. "Ama bu bundan sonra anlaşmayacağımız anlamına gelmiyor. Siz ikiniz anlaştıktan sonra biz de anlaşırız."

"Haklısın." dedi Jeno. Sonra deminden beri bakmamak için büyük çaba sarf ettiği çocuğa döndü. Saçlarının mavisi iyice akmış buz bir ton almıştı. Ona gülen gözler ile baktığını fark ettiğinde bir kaç saniye sadece bakıştılar. Lucas onların haline göz devirip telefonuyla ilgilenmeye başladı.

"Sen nasılsın? İyi uyudun mu? Okula sık sık uykusuz geliyordun."

"Ona mı dikkat ettin?" dedi Jaemin gülümseyerek. "İyiyim ve iyi uyudum."

"Sevindim."

Jaemin cevap vereceğinde içeri Hae ve Mark aynı anda itişerek girmiş ve arkalarından diğerleri gelmişti. Yukarı da karşılaşmış olmalılardı.

Umarım iyi vakit geçiririz dedi içinden Jaemin.

Take Off ~ Nomin  '✓' Where stories live. Discover now