"Bu kurgu, kafa dağıtmak amacıyla yazılmıştır."
Ön sezileri normal insanların sezilerinden üstün olan Mira Aksoy, yeni okulunda ki yeni arkadaşları ile babasının eski en iyi arkadaşının oğlu, Bora Yıldırım ve çetesinde ki anlaşmamazlıklarından dolay...
"En güvendiğin ve sevdiğin insanın bile kötü yanı vardır."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
_______________________________________________
Şuan da ellerimi çenemin altına koymuş sınıf tahtasına kilitlenmiş bir şekilde duruyordum. Çok dalgındım... 'Acaba ne yapıcak?' Diye söyleniyordum. Zarar mı vericek yoksa benim gibi bir şaka mı yapıcak? Hiç bir fikrim dahi yoktu bu konuda.
"Mira? Mira?!" Ada'nın yan tarafımdan sesi gelmesi ile sınıf tahtasından bakışlarımı çekmeden cevap verdim. Aslında tam olarak verdim denilmez...
"Hı?" Evet...tam olarak cevabım buydu. İlk defa korkuyordum. Çünkü Bora'nın intikamlarını nasıl yaptığını bilmiyordum. Korkudan içime işleyen kelimeleri bir cümleye sığdıramadım.
"Korkuyorsun değil mi?" Ada iç çekerek söylediği cümleye yine aynı tip cevap verdim.
"Hı.."
"Salak mısın kızım?! Biz yanındayız! Sana hiçbirşey yapamaz o salaklar!." Bu sefer kafamı Ada'ya çevirdiğimde Cemre ve Asya'nın da bana baktığını gördüm.
"Beni öldürücek, sonra organlarımı alıp organ mafyasına satıcak, sonra o paralar ile gidip o salak çetesi ile barlarda kopucak, bu olaylar olurken siz ve ailem arkamdan ağlıyacaksınız ve..." Ada elini ağzıma koyduğu anda sustum.
"Kızım ne roman yaptın ya, az bir soluklan da beni dinle." Ada'ya kafamı aşağı yukarı salladığımda elini ağzımdan çekti ve kolunu masaya dayayıp konuştu.
"Bora'nın intikamlarını bilmediğin için korkman normal ama şunu da bil ki Bora diğer üyeler gibi uğraşmaz, oturur bir sandalyeye basit bir intikam yapar ama basit dedim diye kesinlikle alınma. Çünkü Bora'nın diğer üyelerden farkı içimize işlemesi. Her intikamında bizim için önemli olayları öne sürüyor ve bu da bizi basit bir intikam düşüncesinden alı koyuyor. Bizi kendi silahımız ile vuruyor yani." Rahat olduğu kadar zeki de. Ama benim için önemli olan şeyleri nasıl biliyor ki? Beni daha tanımıyor bile.
"Ama beni tanımıyor."
"Emin misin?" Kaşlarımı çatıp konuştum.
"Nasıl 'emin misin'?"
"Sence 3-4 günlük bir sürede seni araştırmayıp yan geli yattı mı sanıyorsun? Yanlışın var. Onlar bizden önce toplanıp seni araştırmışlardır bile." Ada'nın söyledikleri ile önce bir anlık affalamıştım. Doğru ya! Sebastian, onun beni araştırdığını söylemişti. Ama beni tamamıyla bilmiyordu. Yani sadece bilmesini istediklerimi biliyordu.
