"Bu kurgu, kafa dağıtmak amacıyla yazılmıştır."
Ön sezileri normal insanların sezilerinden üstün olan Mira Aksoy, yeni okulunda ki yeni arkadaşları ile babasının eski en iyi arkadaşının oğlu, Bora Yıldırım ve çetesinde ki anlaşmamazlıklarından dolay...
К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.
_______________________________________________
Sanki kötü bir rüya görmüşüm gibi aniden gözlerimi açtım.
Sorun şuydu; bir rüya görmemiştim.
Bulunduğum durumun bana hissettirdikleri, sanki kabus görmüşüm gibi uykumdan uyandırmıştı. Aslında buna uyku da denmezdi. Çünkü garip bir şekilde hâlâ gözlerim uykusuzluktan acıyordu. Tahminen en fazla yirmi dakika uyumuş olabilirdim.
Midemin bulanması ile içimden küfrettim.
Açlıktan midemin bulanması normaldi ama karanlık biryerde mide bulantımı geçirecek birşey olduğunu hiç sanmıyordum. Kapalı bir kutuya konulmuştum sanki, ve kesinlikle kusmamam lazımdı.
Yutkundum ve mide bulantımın gitmesi için bunu tekrarlamaya başladım. Vücudum o kadar halsiz düşmüştü ki kafamı oyanatacak kadar gücüm dâhi yoktu. Beni bitkin düşürerek ona karşı koyamıyacağımı biliyordu.
Asıl şey şuydu; Bundan sonra bana ne yapıcak?
Asıl kafamda dolanan soru buydu ve bunun cevabı sanırsam-
Kapının aniden açılması ile düşüncelerimi bir kenara bırakıp yavaşça kafamı o tarafa çevirdim. Gözlerimi zorluyarak açtım ve bakışlarım oraya sabitledim. Uykusuzluğun verdiği halsizlik yüzünden gözümü yumup açarak açık tutmaya çalışıyordum.
"Kalk."
Kapıdan giren iri adamlardan biri bana doğru seslendiğinde yutkundum.
"Ne?"
O kadar sessiz bir şekilde dudaklarımın arasından çıkmıştı ki sesim, ben bile duymakta zorluk çekmiştim. İri adam kafasını iki yana sallayarak bana doğru yaklaşlamaya başlaması ile tedirginlikle arkaya doğru hareket edince belim duvara değdi. İri adam elini koluma değdirmesi ile kaşlarımı çatıp anında geri çektim.
"Dokunma bana." dedim cılız sesim ile.
"Son kez söylüyorum, kalk." dedi emir vererek. Halsizlikle sırıttım.
"Gelde kaldır." dedim.
"Seni sürtük." diyerek yumruk atması ile kafam duvara çarptı. Çarpma etkisiyle ağrıyan başımı ve ağzıma gelen metalik tatı önemsemeyip, yeniden kafamı ona çevirdim ve kenara tükürdüm.