BÖLÜM 18: DOKTOR VE AVCI

19.2K 833 47
                                    

*Bu bölüm, ilahi bakış açısı ile yazılmıştır.

Bu bölümde, yapbozun pek çok boşluğunu doldurdum ama tabii ki her şeyi yerleştirmedim. Geçmiş hakkında pek çok bilgi var ama hepsi bu kadar değil; ilerleyen bölümlerde onlar da ortaya çıkacak. Bu açıklamayı yapma gereği duydum çünkü ilerleyen bölümlerin zemini bu bölüm. Kaçırmanızı istemiyorum. Bu bölümde pek çok şeyin sebebi ortaya çıkıyor. Daha ortaya çıkacak çok gerçek var. İlahi bakış açısını bu bölümden sonra daha sık kullanacağım. Umarım, sonuna kadar ilgiyle ve heyecanla okursunuz. Öpüldünüz.

-

Derin sımsıkı yaptığı yumruğu önündeki eski, ahşap, koyu renkli masaya ritimlice vuruyordu. Gözlerini bir noktaya sabitlemişti ve içinde dur durak bilmeyen, dinmeyen öfkesi ona aklına eseni yapmasını buyuruyordu ama bunu yapamazdı. En ufak hatası, sadece kendisinin değil; kardeşi gibi gördüğü dostlarının ve ailelerinin aynı zamanda kendi ailesinin sonu olurdu. Bunu çok iyi biliyordu. Eli kolu bağlıydı, hazmedemediği buydu. Sinirle soluyarak ayağa kalktı.

Sarp ayaktaydı ve yaktığı sigaranın dumanı bütün salonu dolduruyordu. Efe ise elleri yüzünde, işaret parmakları göz pınarlarında, Derin'i izliyordu. Derin'in sessizliği, felaket demekti. Derin'in sessizliği, kıyamet öncesi demekti. Derin'in sessizliği,  pek çok şeyi ifade ediyordu. 

Öfkeli adam, geniş salonda volta atarak öfkesini dindirmeye çalışıyordu. Düşünceli olduğu gözlerinden belliydi ama çatık kaşlarının alnında oluşturduğu çizgilerle, düşünmekten çok planlıyor gibiydi. 

Sarp, hiç sesini çıkartmadan sigarasının dumanını içine çekmeye devam etti. Bir ara Efe ona gözleriyle, Derin'le konuşmaları gerektiğini işaret etti ama Sarp başını "hayır" anlamında sallayarak bu fikri reddetti. Derin'in sessizliğini ilk bozan kişi canına susamak demekti çünkü. Yıllar, bu tecrübeyi onlara vermişti. 

Kısa bir tereddütten sonra konuştu Derin. Gözleri, her an patlayacak volkan gibi bakıyordu. Yumruk yaptığı elini masaya indirerek, sessizliği bozdu.

"O siktiğimin piç kurusunun aklından neler geçiyor hala öğrenemedik! Ne oldu lan size! Nasıl tek bir bilgi bile alamazsınız!"

Sarp, sıkıntılı bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı.

"Ali itine sordurduk. Tek çalışmaya devam ettiğinden başka hiçbir bok bilmiyor. Rüstem itine de sorduk, "ne bok yiyorsa yesin." dedi. Adamın kasasını boşaltıp kayıplara karışmış."

Sarp susar susmaz, Derin bağırmaya devam etti. 

"Bana ne lan Rüstem'e attığı kazıktan! Bana, niye burda olduğunu bulabildinz mi bulamadınız mı onu söyleyin!" 

Efe, ellerini yüzünden çekerek saçını geriye attı. 

"Bilmiyoruz. Ama öğreniriz elbet Derin. Kokusu yakında çıkar."

Derin uzun süre güldü. Tonundaki alay, bütün salonun gerginliğini tekrar alevlendirmişti. Efe'nin ses tonunu taklit ederek, cümleyi tekrar etti.

"Kokusu yakında çıkar! Biz işin kokusunu alamadan, yapacağını çoktan yapmış olur aptal! Avcı'dan bahsediyoruz." 

Son söylediğini üstüne basarak söylemişti. İkisinin de bunun farkında olmadıklarını düşünüyordu. İç çektikten sonra devam etti.

SİYAHWhere stories live. Discover now