Silah Taciri

Baba

Babamın iş yaptığı deponun önüne arabayla gelmem ile çatışma olduğunu gördüm.

Hızlıca arabamdan indim ve çatışmaya dahil oldum ama geç kalmıştım. Çatışma zaten son bulmak üzereydi.

Babamın baş düşmanını kaçarken görmem ile kafasına sıktım.

Birkaç adamını daha vurmamızın üzerine karşı tarafta yaşayan kimse kalmamıştı.

Koşarak deponun içine girdim. Babamın sağ kolunu görünce endişeyle "Babam nerede?" diye sordum.

"Efendim üzgünüm." diye söze başlayan koruma ile sertçe "Babam nerede!" diye bağırdım.

Koruma bir yeri gösterince ne olduğumu şaşırdım. Babam kanlar içinde yerde yatıyordu.

Koşarak yanına gittim ve yanağına yavaşça tokat atmaya başladım.

"Baba uyan! Kalk ayağa." dedim. Gözlerim dolmuştu.

Babamın sağ kolu "Başınız sağ olsun." deyince "Hayır. Benim babam ölmez, ölemez. Beni, annemi yalnız bırakmaz." dedim zorlanarak.

Babam hayata gözlerini kapatmıştı. Ama bana hayatımdan hiç çıkmayacağını demişti.

Gözümden yaşlar akarken babamın göğsüne yattım ve sıkıca sarıldım.

"Baba lütfen kalk." diye mırıldandım. Beraber okumuştuk Goriot Baba adındaki kitabı. Kitapta "Babalar da çocukları yaşadıkça yaşamalı." diyordu.

Bana kitabın sonunda "Ben hep senin hayatında olacağım." demişti.

Baba kavramı günlük hayatta sık sık duyduğumuz bir kavram değil mi?

Baba kelimesinin tam yirmi anlamı var. En sık kullanılan anlamı ise "bir çocuğa göre kendisinin doğal oluşumunda etken olan erkek."
Kısacası çocuğu olmuş erkek demek.

Anlamını hepimiz biliyoruz. Ama taşıdığı duygular? Getirdiği sorumluluklar? Peki bunları da hepimiz biliyor muyuz?

Babalarımızın ne zaman hayatımızdan ayrılacak kadını bilemeyiz.

Onları kaybetmeden önce sevdiğinizi söyleyin. Onlarla vakit geçirin.

Keşke babalar da çocukları yaşadıkça yaşayabilseydi...