Silah Taciri

Ölü Gibi

Enes'ten Devam

Mezarlığa varmam ile yolda aradığım ambulansın da vardığını gördüm. Arabamdan indim ve koşarak Helin'in yanına gittim.

Sağlık personelleri de sedye ile arkamdan gelirken Helin'i gördüm.

Ölü gibi ya da ölü yatıyordu orada. Yanına gitmeye gücüm yetmedi. İstemediğim bir sonuç ile karşılaşmaya gücüm yetmedi.

Sağlık personelleri Helin'i sedyeye alırken biri bana yaşadığına dair bir işaret yaptı.

Bu beni bir tık rahatlatırken Helin'in sedye ile ambulansa bindirilmesine yardımcı oldum ve geri arabama bindim.

Telefonumun çalması ile arayana baktım. Demir arıyordu. İpek durumları anlatmış olmalı.

Telefonu açtım ve hoparlöre aldım.
"Durum nedir?" diye soran Demir ile "Hastaneye gidiyoruz. Ama durumu kötüydü." dedim.

"Biz de hastaneye geliyoruz şimdi." diyen Demir ile "Tamam kardeşim." dedim ve telefonu kapattım.

Taha'yı aradım. Şirketteydi sanırım.
"Efendim." diyerek telefonu açan Taha ile "Taha şimdi Kumsal ve annesini alıp hastaneye gel. Helin'i hastaneye götürüyoruz, durumu ağır." dedim.

"O iş bende." demesi ile "Durumu sadece kötü. Öldü ya da ölecek gibi laflar edip insanları korkutma." diye uyardım Taha'yo.

"Dememeye dikkat ederim." demesi ile "Ben şimdi hastaneye vardım. Gelince konuşurruz." dedim ve telefonu kapattım.

Arabamı hastanenin önüne park ettikten sonra hızlıca arabamdan indim ve ambulanstan indirilen Helin'in yanına gittim.

Sedyeyi ameliyathaneye doğru ittirirken yüzüne baktım. Bembeyazdı nerdeyse.

Ameliyathanenin önüne gelince hemşire buradan ilerisine geçemeyeceğime dair bir şeyler zırvaladı.

Ameliyathanenin önünde tek başıma kalakalırken onu yalnız bıraktığım için vizdan azabı çekiyordum.

"Kızım!" diyerek gelen kişi ile ne yapacağımı bilemedim.