Silah Taciri

Fren

Enes arabayı sürerken telefonumun çalması ile arayana baktım. Bilinmeyen bir numaraydı. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Buyurun. Helin Kaplan'ın telefonu." dedim.

"Bence arabayı viraja gelmeden durdurmalısınız." diyen kişi ile "Anlamadım?" dedim.

"Doğru freniniz tutmuyordu." deyip telefonu kapatması ile "Enes arabayı durdur." dedim.

"Bir şey mi oldu?" diye sorması ile "Durdur şu lanet arabayı!" diye bağırdım.

"Fren tutmuyor." diyen Enes ile "Hassiktir." dedim.

"Helin arka tarafa geç." diyen Enes ile "Niye?" diye sordum.

"Viraja yaklaşıyoruz. Birazdan araba virajdan fırlayacak. Altımız deniz. Ön tarafta durursan daha fazla zarar görürsün." dedi.

"Enes anca beraber kanca beraber." dedim.

"Helin birimizin bile kurtulma şansı varsa bunu bir kenara atamam." demesi ile "Direksiyonu ben tutarım. Sen arkaya geç." dedim.

"Helin sende biliyorsun ki sen daha hızlı arkaya geçebilirsin." demesi ile "Sana bir şey olursa arkandan gelirim." dedim ve arka koltuğa geçtim.

Kemerimi bağlandıktan sonra camların perdelerini kapattım. Bu arka kapıların camlarının kırıldıktan sonra içeri girmesini engelleyecekti.

"Seni çok seviyorum." diyen Enes ile "Bende seni çok seviyorum." dedim.

Araba viraja gelmesi fren tutmadığı için tam gaz ileri gidip denize doğru uçmuştu.

Arabanın camları kırılırken Enes'in kafası direksiyona çarpmıştı.

Kafamı kapıya çarpmam ile sanki bilgisayara bir şey yüklermiş gibi son bir yılım geri beynime yerleşti.

Arabanın içi su alırken emniyet kemerimi çözdüm ve arabadan çıktım.

Şoför koltuğunun olduğu yere geldiğimde Enes'in bilincinin kapandığını fark ettim.

Şoför koltuğunun kapısını açtım ve Enes'in emniyet kemerini çözdüm ve arabadan çıkardım.

Beline sarıldım ve yüzerek kendimizi yukarı çıkartmaya başladım.

Nefesim tükenmek üzereyken denizin üstüne çıkmaya başardım.

Arabanın bir anda patlaması ile denizin üzerinde Enes ile birlikte kenara sert bir şekilde çarptık.