Silah Taciri

Kızın Değil

"Kızım!" diyerek gelen kişi ile ne yapacağımı bilemedim.

"Siz nasıl oluyor burdasınız? Üzgünüm benim kafam karıştı. Her zaman ölü olup ölmeyen birini görmüyorum." dedim.

Şuan karşımda Helin'in babası vardı. Hayır öz babası değil. Üvey babası, ölmüş olması gereken.

"Sonra anlatırım evlat. Kızımın durumu nasıl?" diye sorması ile "Yarası aslında ölümcül bir yerde değil ama fazla kan kaybetmiş. Bu kötü etkileyebilir." dedim.

"O şerefsizi bulduğumda daha iyi konuşturabilseydim eğer belki Helin'i daha hızlı bulabilirdim." demesi ile "O kim?" diye sordum.

"Baş düşmanım. Onu bulduğumda Helin'i vurduğunu söyledi ama yerini demedi." diye açıklama yaptı.

"Kızım nerede?" diyerek gelen Işıl Hanım ölmüş olduğunu sandığı eşini görmesi ile olduğu yerde kalakaldı.

Asıl sorun Poyraz Bey de buradaydı. "Aşk üçgeninin içinde kalmış gibi hissediyorum." diyen Taha ile arkalarından gelen İpek "Al benden de o kadar." dedi.

"Neler olduğu hakkında iyi bir açıklamaya ihtiyacımız var." dedi Poyraz Bey.

Kenan Bey sinirle "Asıl benim iyi bir açıklamaya ihtiyacım var. Birkaç gün olmuyorum ve kızımın düştüğü hale bakın! Lan bir kızı korumak ne kadar zor da benim kızım ikinci ameliyatında şuan?" diye sordu.

"O senin kızın değil." diyen Poyraz Bey ile Kenan Bey "Seks yapıp hamile bırakmak ile babalık olunmuyor. Ben onun hastalandığında sabahlara kadar uyanık kalıp onu korumak için canımı hiçe saydığımı bilirim. Peki sen babalığın getirdiği sorumluluklarından hiç yaptın mı? Yapmadın. Asıl o senin kızın değil." dedi.

"Kenan yeter artık. Helin orada ameliyatta siz tartışıyorsunuz." dedi Işıl Hanım.

"Zaten Kenan'a yeter denir. Çünkü tüm suç onda." dedi Kenan Bey ve sinirle hastanenin koridorundaki sandalyelerinden birine oturdu.

Hiçbirimiz ne yapacağımızı bilmiyorduk. Kumsal bir annesine bir babasına bakarken biz hiç bakmamayı tercih ediyorduk.