❄ | kiss (m)y pain away with your warm lips

3.2K 294 286
                                    

medya; rini- meet me in amsterdam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

medya; rini- meet me
in amsterdam

uyarı; cinsel içerik

。⋆。˚☽˚。⋆ 。

derin bir sessizliğin içinde yağmayı bir süreliğine kesmiş olan kar, gecenin soğukluğuyla yerde donup kaskatı bir hal almaya hızla devam ediyor, uzaklardan uluyan kurtların sesine jimin ve namjoon'un yanında duran iki kurt, kafalarını sesin geldiği yöne çevirerek karşılık veriyordu. belki de ormanın ruhu audeline'dan bir mesaj alıyorlardı.

birlikte bir mağaranın içine girip, geceyi burada geçirmeye karar verdiklerinden bu yana iki saat geçmişti ve namjoon, kafayı vurduğu gibi derin bir uykuya dalmıştı. üstünü kürküyle örtmüş, kolunu başının altına koymuştu. dudakları aralıkken, uykusunda ufak mırıltılar çıkarıyordu.

jimin, onu büyük gözleriyle izlerken, onun güzel bir rüya görüyor olduğunu umdu. kendisi, esmer olanın yanı başında dizleri üstüne oturmuş, sessizce onu seyrediyordu.

namjoon, uyurken bile çok çekiciydi. uzamış kahverengi saçları nemli dalgalar halinde alnından geriye itilmiş, birkaç saniyede bir kıpırdayan kirpikleri yaktıkları ufak kamp ateşinden yayılan turuncu ışıkla, yanaklarına zarif bir gölge düşürüyordu. onun dışında çoğu zaman çatık olan kalın kaşları rahatlamış bir şekilde alnında dinleniyordu. onun, keskin çene hattı ve kürkün yarısını kapatıyor olduğu boynu, jimin'in gözleri önündeydi.

ufak omega, iç çekti. kafasını yana eğmiş, uyuyan alfaya büyük bir aşkla bakmıştı. dizleri üstünde duran ufak elleri ona dokunabilmek için titriyordu fakat jimin, elinden geldiğince direnmekten yanaydı. kendi kürkünü avuçları arasında sıktı ve yine kendi şekersi kokusunun namjoon'un etrafını nasıl da sardığını düşündü. esmerin onu hissettiğini biliyordu ve bu onu deli gibi heyecanlandırıyordu.

kızıl dudaklarından bir sızlanma döküldü, olduğu yerde bacaklarını birbirine hafifçe bastırıp dünden beri ihtiyaç duyduğu baskıyı kendine sağlamıştı.

tek isteği namjoon'un kafasını kendi boynuna gömmekti. alfa, belki de o çok güzel koktuğu için her şeyi bir kenara iter ve ona dokunmak isterdi. görüntüler kafasında bir film şeridi gibi oluşurken alt dudağını sertçe ısırdı. kürkü daha sıkı tuttu ve göğüs kafesinin içinde gerçekleşen kar fırtınasını dinledi, "namjoonie..." onun ismini saklı bir dua gibi dile getirirken havada olabildiğince onun kokusunu almaya çalışıyordu fakat jimin, kendinden başka kokuyu hissedemiyordu ve bu onu deli edecekti.

böylece ani bir kararla kürkünü serbest bıraktı ve sağ eli usulca namjoon'a uzandı. tombul parmak uçları onun tanrıları kıskandıracak esmer tenine yaslandığında, tüm bedenine bir anda tatlı bir kıvılcım yayılmıştı -oh, jimin bu hissin bağımlısı olabilirdi!

snowflakes are falling (you're getting farther away) | namkookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin