3.2

1.8K 128 103
                                    

| Cihangir |

*

Teneffüsteydik, Demir'le sınıfta yan yana oturuyorduk. Yusuf bizi yalnız bırakmak için kantine çikolata almaya inmişti. Canım kankam, insanın halinden anlıyordu. "Cihangir, birazdan bir şey yapacağım. Sakın ani bir tepki verme." Bunu söylediğine göre kesinlikle tepki vereceğim bir şey yapacaktı, yoksa böyle bir uyarı yapmazdı. "Tamam," dedim, biraz gerilmiştim. "Tepki vermeyeceğim."

Cümlemi bitirir bitirmez dudaklarımızı birleştirdi, kısa ama tutkulu bir öpücük bıraktıktan sonra geri çekildi. Sınıfta, herkesin içinde öpmüştü beni amına koyayım. Korku içinde bakışlarımı etrafıma çevirdim, herkes bize bakıyordu. Ağzımı açıp, bir şey söyleyecektim ancak Demir benden önce davrandı. "Var mı lan bizimle sorunu olan?" diye bağırdı sınıfa dönüp. "Varsa çıksın yüzüme söylesin. Laf edenin, sorunu olanın anasından emdiği sütü burnundan getiririm."

Demir'in cüretkar bir çocuk olduğunu biliyordum ama bu kadarını ben de beklemiyordum. "N'apıyorsun Demir? Çıldırdın mı sen?" Yüzüne iddialı bir gülümseme yerleştirip bana göz kırptı. "Senin sahipsiz olmadığını bilmelerini istedim. Biri daha sana kötü davranırsa başlarına bir şey geleceğini bilmeleri gerekiyordu. Şimdi rahat rahat dolaşabilirsin okulda."

"Peki ya sen? Ya sana da bir şey yaparlarsa?" 

"Unutmayın ki, bana hiçbir şey olmaz!" dedi gülerek. Saçlarımı hafifçe karıştırıp, defterine bir şeyler karalamaya kaldığı yerden devam etti. Tanrım... Bu çocuğu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyordu bazen. Sırf benim başıma kötü şeyler gelmesin diye tüm okulu karşısına almış, herkese kafa tutmuştu.

Korku içinde baktım etrafıma; gözler hala üzerimizdeydi. En arka sırada oturan Çetin'le göz göze geldik, o da bizi izliyordu. Yüzünde küçük bir gülümseme vardı. İtiraf etmeliydim, onu böyle görmeyi beklemiyordum. Demir'le öpüştüğümüzü gördükten sonra sinirlenip etrafına kaos saçmasını beklerdim. Ama o öyle davranmamıştı, hatta tam tersi; olayı gülümseyerek karşılıyordu. Belki de "Ben değiştim!" derken doğruyu söylemişti.

"Ne düşünüyorsun?" Demir'in sesiyle kendime geldim. "Hiç," dedim okyanus mavisi gözlerinin içine bakarak. "Çetin'in bize bakıp gülümsediğini gördüm, ona şaşırdım sadece." Sıranın üstündeki elimi aldı, kendi büyük ellerinin arasına hapsetti. "Boş ver onu. Senin gibi güzel bir çocuğu kaybettiği için oturup ağlaması lazım ama gülüyor işte."

"Selam gençler, çikolata getirdim size." Yusuf da gelmişti. Önümüze çikolata bıraktıktan sonra hemen arkamızdaki sıraya oturdu. "Ben yokken ne oldu? Herkes size bakıyor."

"Sen yokken Demir beni herkesin içine öptü." Yusuf'un yüz ifadesi dondu hemen. Endişelenmekte haklıydı, Türkiye'de yaşıyorduk. Burada başımıza ne geleceği belli olmuyordu. "Demir iyi misin sen? Neden yaptın bunu?"

"Bu çocuk sahipsiz değil Yusuf. Kolları sıkıntılı olduğu için kendini korumakta zorlanıyor, o yüzden yanında olmamız lazım. Bu orospu çocukları da bilmeli, Cihangir yalnız değil. Şimdi sıkıyorsa bulaşsınlar ona."

"Umarım dediğin gibi olur ve Cihangir'in başına bir şey gelmez."

"Eğer sen de Cihangir'in yanında olursan evet başına bir şey gelmez."

Yusuf sesini yükseltmeye başlamıştı. "Eğer sen böyle bir şey yapmasaydın onu korumamız gerekmeyecekti!"

"Hayır Çetin'in yediği bok yüzünden onu her türlü korumamız gerekiyordu zaten!" dedi Demir sesini yükselterek. Aralarındaki gerilim yükseliyordu, bu tartışmayı bir an önce durdurmam lazımdı. "Tamam. Sorun yok, başımın çaresine bakarım ben Yusuf." Yusuf'un bakışlarını pişmanlık kaplamıştı hemen, muhtemelen onu yanlış anladığımı düşünüyordu. "Hayır Cihangir beni yanlış anladın. Ben senin yanında olmaktan gocunmuyorum; sadece düşüncesiz davranmayalım diyorum."

okyanus ve iblis | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin