Demir: Selam yakışıklı
Nabersin
Hümeyra: Selam tepsi popo
İyiyim senden naber
Demir: Harikayım
Ananı ikna ettin mi kedi için
Hümeyra: Valla pek istemese de zorla kabul ettirdim
Demir: Yesss
Abin napıyo
Hümeyra: Yusuf geldi
Beraber pes oynuyorlar
Demir: Güzel güzel
Şimdi hazırlanıp çıkcam ben
Anana haber ver kediyi de getiriyorum
Kumudur mamasıdır hepsi yanımda
Hümeyra: Kediyi bıraktıktan sonra git mümkünse 😑
Demir: Hehe
Gitcem ama abini de götürcem yanımda
Hümeyra: Ne
Demir: Ablamın bir kankası psikolog, ondan randevu ayarladım Cihangir için
Hiçbir yere kaçamaz yemin ederim ablama söylerim gelir yolar abini
Hümeyra: Kimse abimi yolamaz
Demir: Ablam yakında görümcesi olacak, o yolar [Silindi]
Hümeyra: Ne sildin
Demir: Ne saçma bir soru bu aq
Sen görme diye sildim işte
Ne olduğunu söyleyecek olsam hiç silmezdim
Hümeyra: Cidden uyuz bir insansın aq
Kediyi de al gel artık, kurtulayım senden
Demir: UwU çok mu özledin sen beni
Hümeyra: Sg
Demir: jdfgşsdhldskjfsdfş
*
| Cihangir |
"Koş ulan, koş!"
Kesin bozuk kolu bana vermişti şerefsiz fasulye sırığı. Benim adamlarım kağnı gibi hareket ediyordu ama Yusuf'un adamlarının maşallahı vardı, çita gibi koşuyorlardı sanki. Evet, odamda oturmuş beraber PES oynuyorduk. Yusuf'la haftada en az bir kez yaptığımız bir şeydi bu, artık klasikleşmişti. Parmaklarımı tam kullanamasam da bir şekilde tuşlara basıyordum, sorun olmuyordu. "Ağlama Cihangir," dedi bir yandan oyunu oynarken. "Hep yeniliyorsun artık. Ağlama da beni yen bir an önce." Güldüm, beni uyuz etmek için yapıyordu bunu. "Sen bekle oğlum, seni öyle bir yeneceğim ki bir daha eline kol almayacaksın."
Yusuf'la oyunumuzu oynamaya devam ederken odanın kapısı çalındı. "Abi," diye seslendi Hümeyra kapının arkasından. "Demir geldi. Müsaitseniz kapıyı açıyorum." Bu saatte neden gelmişti ki? Hem haber de vermemişti. "Müsaitiz," dedim oyunu durdurduktan sonra.
Kapı yavaşça açıldı, Demir'i gördüm. Kumral saçları rüzgarda dağılmış, soğuktan burnu kızarmıştı. Tatlı gözüküyordu. Elinde kocaman bir poşet, üstünde kışlık siyah bir mont ve okulda kullandığı siyah sırt çantası vardı. "Selam kızlar. Beni özlediniz mi?" Yusuf gülümsedi. "Çok özledik."
"Hoş geldin," dedim gülümseyerek. "Hayırdır? Çok yükün var. Hem gelirken haber de vermedin." Elindeki büyük poşeti kapının eşiğine yasladıktan sonra sırt çantasını yatağımın üzerine koydu. "Sana bir sürprizim var çünkü." Sırt çantasının büyük gözünü açmasıyla, çantanın içinden siyah bir kedinin fırlaması bir oldu. "Ta da! Şebo'yla tanış. Anneni de ikna ettim, artık beraber yaşayacaksınız. O artık senin."
YOU ARE READING
okyanus ve iblis | bxb
Teen FictionCihangir hayatında ilk defa bir erkeğe hisler beslemeye başlar. Kalbinin sesini dinler ve hislerinin peşinden gider. İnatçı, cesur ve risk almayı seven kişiliğinden bu yolda ödün vermemeye kararlıdır ancak bu sefer işler hiç beklediği gibi gitmez. 1...