1.3

2.5K 178 206
                                    

| 3 Ay Önce |

*

Daha ilk haftadan tuvalet izni almanın pek iyi olmayacağının farkındaydı, ama elinden bir şey gelmiyordu. Tek teneffüste üç kutu buzlu çay içerek mesanesini fazlasıyla doldurmuştu. 

Tuvalete giden geniş ve uzun koridoru geçti. Tuvaletin kapısını açıp, içeri girdiği sırada bir ses çalındı kulağına. Sesi çıkaran kişiler Yusuf'un geldiğini fark etmemiş olacaklar ki, yaptıkları işe kaldıkları yerden devam ettiler.

Beyaz zeminde adımlarını atıp, sesin kaynağı olan tuvalet kabinine ilerledi. Kabinin açık kapısından içeride kimlerin olduğuna baktı. Sınıfındaki sarışın çocuk Çetin, ve dokuzuncu sınıflardan kumral bir çocuk, Engin. Dudakları bir bütün olmuş, birbirlerine hükmediyorlardı sanki. Engin, elleriyle Çetin'in saçlarında dolaşıyor, şehvetini onun dudaklarıyla alevlendiriyordu.

Yusuf'un geldiğini fark ettiği an Çetin, Engin'den ayrıldı ve Yusuf'un üstüne atladı. Yusuf'u duvara itip, onu kendisi ve duvar arasında sıkıştırdı. Bir yandan koluyla boğazına baskı yapıyor, diğer yandan ateş çıkan gözleriyle Yusuf'a bakıyordu. "Burada gördüklerini hiç kimseye anlatmayacaksın, tamam mı?"

Normalde kimsenin cinsel hayatıyla ilgilenmezdi Yusuf. Kendi halinde, sıradan bir lise öğrencisiydi, lakin Çetin'in öfkesinin altında yatan korkuyu hissetmişti. "Ne yaptığın beni ilgilendirmez."

"Güzel." Kolunu Yusuf'un boğazından çektikten sonra Engin'e döndü. İçindeki bitmek tükenmek bilmeyen öfkesinin yeni kurbanıydı Engin. Tek hamleyle boğazını kavrayıp, duvara çarptı kumral çocuğu. "Bana bak küçük ibne. Eğer burada gördüklerini birine anlatırsan bu okulu sana dar ederim, kurtulmak için bana yalvarırsın."

Zavallı küçük ergen, yeni başladığı okulda başına böyle bir şey geleceğini nereden bilebilirdi ki? Sadece Çetin'i beğenmişti, o kadar. Onun kalbini kaplayan nefret bulutlarının varlığından haberi bile yoktu. Korkmuştu; ortaokulda yaşadığı gibi bir zorbalık yaşamaktan, şiddet görmekten, dışlanmaktan korkmuştu. O an ona en iyi çözüm, Çetin'e itaat etmek gibi geliyordu. "Tamam. Yemin ederim bir şey demeyeceğim."

Çetin, çocuğu tuttuğu gibi kapıya doğru savurmuş, sonra yeniden Yusuf'a dönmüştü. "Aynısı senin için de geçerli. Eğer başına bir şey gelmesini istemiyorsan çeneni kapalı tutacaksın." Yusuf, başkalarının ona üstünlük taslamasından nefret ederdi. Bu şerefsize haddini bildirmek istiyordu. Yumruk yaptığı elini, Çetin'in yüzüyle buluşturdu. "Kiminle ne yaptığın umurumda değil. Beni ezmeye kalkarsan ağzına sıçarım."

Sarışın çocuk, dengesini yeniden topladı ve dudağının köşesinden akan kızıl sıvıyı baş parmağıyla temizledi. Karşısında duran uzun boylu delikanlıya baktı sonra. Kumral cildi, gür kaşları, badem gibi gözleriyle yakışıklı çocuktu aslında, ama Çetin'e bulaşmakla büyük hata yapmıştı. "Bu hareketini tek seferlik affediyorum. Bana tekrar bulaşırsan o zaman bedelini ödersin," dedikten sonra ağır adımlarla tuvaleti terk etti.

Tuvalette tek başına kalmıştı uzun boylu delikanlı. Az önce yaşadığı şeyi bir film şeridi misali gözlerinin önünden geçirdi. Olanları açığa çıkarmanın kimseye faydası olmayacağının da farkındaydı. Çetin'in iyi bir insan olmadığını biliyordu, ona bir şey olsa üzülmezdi, ancak okula yeni başlamış bir dokuzuncu sınıf öğrencisinin hayatını karartırsa üzülürdü. "Sanırım susmak en iyi seçenek," diye geçirdi içinden. Olanları hafızasının en karanlık köşelerine gömüp, hayatına kaldığı yerden devam etmeyi seçti.

----------

Eveet çok kısa bir geçiş bölümü ile karşınızdayım

Engin'i tanıdınız mı? Hani Buse'ye pipisini atan çocuk skdghlsdfkghsdl

Parçalar yerine oturmaya başlıyordur umarım...

Anlamadığınız, kafanızda oturmayan yer varsa sorabilirsiniz

okyanus ve iblis | bxbWhere stories live. Discover now