15| Çatalak,Aylak Ve Patiayak

825 77 54
                                    

Cassandra, eve cisimlendiğinde Lutina korkuyla bir çığlık koyveriverdi. Genç kız elindeki eşyalarını yere bıraktı. Lutina aceleyle kızın yanına geldi. "Efendi Cassandra Lysa, hoş geldiniz efendim, hoş geldiniz." Cassandra kendisine hayran dolu bakışlarla bakan Lutina'ya gülümsedi. "Nasılsın Lutina? Annem ve babam evde yok değil mi?" Lutina kafasını onaylarcasına salladı. "Efendim sizin için çok endişelendiler, ama efendi Cassandra eve döndü. Burada, güvende." Cassandra korkuyla konuştu:

"Neden benim için endişelendiniz ki? Ne biliyorsun Lutina?"

Lutina pörtlek gözlerini iyice açarak konuştu. "Efendi Carrow ailesi bugünlerde çok yoğun, bakanlık karışmış. Efendi Matilda çok endişelendi sizin için. Ah döndünüz, buradasınız!"

Cassandra sinirli başını ovaladı. "Lutina bir şey biliyorsan hemen söyle lütfen." Lutina efendisine sokuldu. "Ben bir şey bilmiyorum efendim ama kötü şeyler kapıda bekliyor bunu biliyorum." Cassandra elini kolyesine götürüp odasına çıkan merdivenlere yöneldi. Ardından Lutina'nın cırtlak sesini duydu. "Efendi Cassandra bavulunuzu ben çıkarırım efendim."

Tanıdık odasına geldiğinde derin bir nefes aldı Cassandra. Evde olmak nedensizce onu üzmüştü. Her şey aynı diye mırıldandı. Buz rengi odasına göz gezdirdi, girişin tam karşısında üç pervazlı cam, hemen önünde küçük beyaz renkli sedir vardı. Buraya oturup kitap okumayı çok severdi Cassandra. Sedirin hemen çaprazında masası duruyordu. Masasının üzerinde küçük bir snich, birkaç muggle kitabı, küçük cam şişeler, annesinin geçen yıl hediye ettiği bir hatırlatıcı, tükürünbilyeler duruyordu. Masasının hemen kenarında ahşap bir şövale duruyordu. Genç kız burada resim çizmeyi ne kadar çok özlediğini fark etti. Odanın diğer köşesinde yatağı duruyordu. Hemen üst kısmında gryffindor atkısını duvarına sabitlemişti. Madam Rosela'nın çizdiği bir bahar tablosu duvarında asılıydı. Yatağının hemen karşısında giyinme dolabı duruyordu. Dolabının hemen dibinde kürk torbası duruyordu.

"Efendi Cassandra size balkabağı suyu getirdim." Lutina'nın sesiyle kapıya çevirdi genç kız bakışlarını. "Teşekkürler Lutina ama içmek istemiyorum." Lutina boşta kalan parmaklarını şıklatıp balkabağı suyunu mutfağa gönderdi. Cassandra kapıda dikilen ev cinlerine baktı. Birşey söylemek ister gibi bir hali vardı. "Ne oldu Lutina?" dedi meraklı bir sesle. Lutina gözlerini iyice açarak konuştu. Sesinde şaşkın bir ifade vardı. "Efendi Cassandra Lysa kolyeniz, bu sizin kolyeniz değil. Acaba efendi kolyesini mi kaybetti?" Cassandra telaşla ayağa kalktı. "Neden böyle söyledin Lutina?"Lutina genç kızın yanına yürüdü. "Efendi Cassandra Lysa, sizin kolyenizin zinciri daha parlaktı da ondan." "Ah," dedi Cassandra dalgınlıkla. "Lutina sana bir daha bu konu hakkında konuşmanı yasaklıyorum duydun mu? Konuşmak yok." Lutina üzüntülü bir yüzle başını aşağı eğdi. "Peki efendi Cassandra." Parmaklarını şıklatıp kaybolduğunda Cassandra derin bir nefes aldı. Aceleyle aynasının önüne geçti. Kolyesine bakındı çok dikkatli bakılmazsa kesinlikle aynı görünüyordu.

Aynaya baktığında aklına Sirius geldi. Genç kız yanaklarına bastıran kırmızılık ile ikisinin son konuşmalarını hatırladı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karanlıktan AydınlığaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin