39| Gizli Geçit

234 16 4
                                    

"O zaman bakanlığa gidiyoruz, katılmamız gereken bir şenlik var!" Marlene sakince konuşuvermişti.

Marlene'in sesiyle Cassandra'nın vücudundan bir ürperti geçti. Bakanlığa gizlice gidecek olmaları bi' hayli ürkütücüydü. Kendini faydalı işler yapmaya o kadar odaklamıştı ki planın tutarsız ve tehlikeli oluşunu yeni yeni idrak ediyordu. Yanı başında somurtan Sirius'a baktı, haklı olabilir miydi? Kendilerine ayak bağı mı olacaktı? O yüzden mi planı istemiyordu? Normalde Sirius'un cesaretini bilenler onun bu haline şaşırıyordu. Belki de dedi benim savunma üzerine yeteneklerimi küçümsüyordur. Bu düşünceyle daha da ürktü. Yarın neler olacaktı? Hiç bilmiyordu.

Bu sırada Bayan Figg odaya girdi ve aynı anda Mundungus Fletcher'in neşeli, "Figgy!" sesi duyuldu. Arabella Figg ona doğru yüzünü buruşturarak baktı ve saniyesinde kedilerinden biri adama tısladı.

"Cassandra yavrum baykuşun geldi. Ötüp duruyor, çocuğum kaldır demedim mi sana onu!"

"Yaa!" Cassandra çocuksu bir neşeyle kalkıp aşağı inen merdivenlere yöneldi, nihayet Kevin Hogwarts'dan dönmüş olmalıydı. Kevin'in sesi tüm girişi ve holü kaplamıştı, durmadan acı acı ötüyordu. Genç kız hızla kapıyı açıp Sirius'la bilindik odalarına girdi. Baykuş pencerenin önündeki masaya tünemiş, son ses ötüyordu. Pencereden yansıyan güneş ışıkları tüylerini bakır rengine döndürmüştü, henüz Kevin'ın gagasından yeni bırakılmış bir mektup Sirius'un bardağının kenarına kıvrılmıştı.

"Kevin şişt!" Cassandra hışımla baykuşun tüylerini okşamaya başladı. Belli ki acıkmıştı. Baykuş yemlerinden çıkartıp Kevin'ın önüne bıraktığında baykuş ötmeyi bırakıp ziyafete başladı. Cassandra ise mektubu eline alır almaz gözlerinin dolmasını engelleyemedi.

"Cassandra,

Aramızdaki mesafenin keskinliği benim de canımı yakıyor, seni affedebilir miyim bilmiyorum. Bu şekilde bir mektupla her şeyi geride bırakacak kadar önemsiz olmayı kendime yediremiyorum. Belki de Sirius'a duyduğun bu sevginin beni senden uzaklaştırmasına kızıyorum bilmiyorum.

Bütün bu kırgınlığı geride bıraktığımda senin için duyduğum tek şey endişe oluyor Cassandra. Başını nasıl büyük bir belaya soktun, nerde olduğunu bile bilmediğim bir yerde kimlerlesin? Tek güvendiğim yanında Sirius'un olması. Biliyorum ikinizin birbiri için ne kadar önemli olduğunu biliyorum Cassie. Yine de burada bizimle birlikte olmanı o kadar çok isterdim ki... Birlikte geçen dolu dolu altı senenin sonunda, mezuniyete bu kadar az kalmışken herkesi geride bırakman... Bu biraz delilik, biraz aptallık ve biraz da gerçek anlamda sen!

Seni üzmek istemiyorum, eğer sana tek bir mektup yazma şansım varsa bunu iyi kullanmalıyım. Seni affedip her zaman ki anlayışlı Natalie olmalıyım.

Hogwarts hiç bu kadar sıkıcı olmamıştı Cassie, ciddi anlamda! Sana bu satırları yazarken bir tarafta Ophelia'nın bayılmalarıyla uğraşıyorum. İksir sınavına sadece iki gün kaldı ve kelimenin tam anlamıyla Sümsükus canımızı okuyacak! Steven'ı bir görsen öyle yaratıcı küfürler buluyor ki ağzım açık kalıyor. Sevilla ve Diana sürekli atışıyor ve Sevilla Rita Skeeter'a bir mektup yazdı! Evet evet haklısın, bu gerçek saçmalık ama Sevilla işte bu.

Weaver ise gayet rahat, Bayan McGonagall konuştular. Hatta McGonagall Weaver'ın babası ile de konuşmuş! Weaver okulu bitirecek, sınavlara girecek ama hepimiz biliyoruz ki Hogwarts'dan sonra Chudley Toplarına katılabilecek! Ve Dorothy demişken geçen aydı sanırım Ravenclaw'dan Alexander ile çıkmaya başladılar!! Çok şaşkınsın değil mi Alexander sürekli bizim yanımızdaydı yani biliyorsun Lucia'nın iş güzarlıklarını, zavallı Dorothy Weaver'ın onu fark etmesini bekleseydi sanıyorum ki yaşlanıp giderdi.

Karanlıktan AydınlığaWhere stories live. Discover now