27| Bin Bir Çeşit Yalanlar

496 50 45
                                    

Cassandra panik içerisinde yatağını, küçük komidini ve kıyafetlerine teker teker bakındı ama  kağıt parçasını asla bulamıyordu. "Ah aptal Cassandra," söylenerek kafasına vurmaya başlamıştı. Yatağının kenarında duran kitaplarını karıştırmaya başladı, yüzünü cama çevirmişti, dolunayın ışığı ona yardımcı oluyordu ama kağıttan iz yoktu. Bu sırada hemen yanında yatan Natalie seslere uyandı. Mırıldanır bir ifadeyle başını kaldırıp konuştu. "Merlin adına, neler oluyor Cassandra?" 

Panik içerisindeki Cassandra kitapları eski yerlerine koyup arkadaşının yatağına oturdu. "Ah Natalie, kağıt yok." dedi fısıldayarak, Natalie'nin kağıdı ve onun gizemini hatırlaması bir kaç saniyesini almıştı. Sonra yarı baygın gözleri merakla açıldı. "Cebine koymuştun." Cassandra olumsuzca kafasını salladı. "Her yere baktım yok!" diyebildi hala kendine kızıyordu. Natalie heyecandan  buz gibi olmuş arkadaşına güven vermek istercesine konuştu. "Tamam sakin ol Cassie, mutlaka buluruz. Ama bunun için sabahı bekleyelim. Yarın buluruz, diğerleri uyanacak." Bu kelimeleri söyler söylemek başını yastığına geri gömmüştü. Cassandra'da mecbur kendi yatağına girip panik içerisinde zihnindeki düşünceleri yatıştırmaya çalıştı.

 Cassandra'da mecbur kendi yatağına girip panik içerisinde zihnindeki düşünceleri yatıştırmaya çalıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kağıdın üzerinde kareye benzer bir çizim vardı. Üzerindeki çizgiler ve küçücük bir yazı okunmuyordu bile. Ama bu kağıdın önemli olduğu belliydi. Leonardo ona güvenmişti, bu da tuhaf geliyordu ya Cassandra'ya. Sonuçta Cassandra altını çizerek ona güvenmediğini defalarca belirtmişti, ama adamın güven verici bakışlara sahip olduğunu inkar etmiyordu. Kaçırıldığı zaman da bu adam sayesinde kurtulmuştu ondan. Bu da bir tarafının, o kağıdı bulup yardım etmesi gerektiğini söylemesine yol açıyordu.

Kaçırıldığı günü anımsayınca aklına yine Sirius gelmişti. Bu kaçırılma olayı olmasaydı belki hiç sevgili olmamış olacaklardı. Belki canı bu kadar yanmayacaktı genç kızın. Ama kafasında dönen bu düşünceyi anında uzaklaştırdı. Bile bile ateşe evet dediği için pişman değildi, olamazdı da. Hayatının en güzel günlerini yaşamıştı. Bu nankörlüğü yapmazdı. Sonra aklına o satır geldi. Privet Drive'daki evde Marlene ile bekliyoruz. Buna inanmak istemese de aklına başka bir düşünce gelmiyordu. Sirius ayrılmadan önce birbirimize uygun değiliz demişti. Genç kızdan sıkıldığını söylemişti. Ne düşünebilirdi ki? Marlene ile birlikte olmak için onu terk ettiği seçeneğinden başka. Natalie'ye döndü sinirle. Birinin ona gerçekten Sirius'u unutturmasını, canının acımasını, onu düşünmesini engellesin istiyordu.

"Cassandra?"

Genç kız baktığı kitaptan başını kaldırıp Sirius'a baktı. Saçları önüne düşmüş, tuhaf bir çehre ile elindeki kağıda bakıyordu. Beyaz gömleğinin kollarını dirseğine kadar kıvırmış, bir kaç kırmızı ve siyah boyanın ellerine bulaşmasına izin vermişti. "Bi' bakar mısın sevgilim." Cassandra elinde tuttuğu Romeo Ve Juliet'i bir kenara koyup Sirius'un yanına geldi. Elinde tuttuğu kağıtta kendisinin pek de benzemeyen portresi duruyordu. Mavi gözleri ve kahve karışık boyanın oluşturduğu saçlar ile tahmin yapmıştı. Cassandra ,resme gülmemek için dudaklarını dişledi. "Bu benim!" dedi heyecanlı olmaya özen göstererek, sevgilisinin son bir kaç saattir iştahla yaptığı eserine saygısızlık etmek istemiyordu. Bu yüzden  Sirius'a sarılıdı aynı anda. "Teşekkür ederim harika görünüyor." Sirius sıkkın bir şekilde, "Hiç de güzel olmadı." dedi odasındaki koltuklardan birine otururken, Cassandra da hemen yanına oturmuştu. "Hayır, hayır gayet güzel olmuş." Sirius çatık kaşlarla kendisine bakıyordu. "Anemonum, yalan söyleyemiyorsun. Her an gülecek gibi duruyorsun."  En sonunda Cassandra sanki bunu bekliyormuş gibi sesli bir şekilde gülmeye başladı. "Her konuda yetenekli olmak zorunda değilsin." dedi Sirius'un üzgün yüzüne bakarken, sonra hızla  sevgilisinin kucağına oturuverdi. "Hem ben çok beğendim diyorum. Neden inanmıyorsun?" "Senin için bir şey yapmak istemiştim." dedi Sirius mırıldanarak, Cassandra ise onun yanağına bir öpücük bıraktı. "Sen benim için her şeyi yapıyorsun zaten. Bana ilham veriyorsun, mutluluk, heyecan, aşk... Daha ne isteyebilirim ki?" Sirius boyalı elleriyle kızın yüzünü okşadı, bu Cassandra'nın en sevdiği iki şeyin kokusunu aynı anda almakdı. "Çizdiğin resmi hep saklayacağım sevgilim sana söz." dedi Sirius'u öpmeden hemen önce.

Karanlıktan AydınlığaWhere stories live. Discover now