37| St.Mungo'nun Misafirleri

235 23 8
                                    

Cassandra yere yığılacakmış gibi hissetse de hala ayaktaydı, tuhaf bir şekilde hala dikilebiliyordu. Hemen yanı başında duran Arabella Figg ise az kalsın bir kazan dolusu çorbayı devirecekti. "Vah yavrum, ne olmuş ki? Ölmüş mü yoksa! Aman, bende onu Dumbledore'a şikâyet etmeyi düşünüyordum vah yavrucağıza!"

Cassandra'nın beyni yaşlı kadının her bir kelimesiyle daha da zonkladı ve en sonunda patlayacak gibi oldu. "O iyi değil mi?" diye sordu yalvaran bakışlarla Marlene'e bakarak, sarışın cadının da beti benzi atmıştı. "Remus iyi olduğunu söylüyor." diyebildi sesi fısıltı şeklinde çıkmıştı. Cassandra'nın göğsüne az da olsa su serpilir gibi oldu ama gidip kendi gözleriyle onu görmeliydi. Tam cisimlenecekti ki Marlene onun kolunu sıkı sıkıya tutmuştu. "Aklından bile geçirme! Sirius seninle konuşmadı mı?

Arabella Figg'in sesi duyulur gibi oldu. "Yapmayın çocuklar, didişmeyin şimdi."

"Neyle gideceğiz peki!" diye bağırdı Cassandra, sesini kontrol edemiyordu. Vücudu zangır zangır titriyordu.

Marlene ise az öncekine göre daha soğukkanlı görünüyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Marlene ise az öncekine göre daha soğukkanlı görünüyordu. "Süpürge ile gidebiliriz ya da Little Whinging'den bir metroya binip_" cümlesini tamamlayamadan Cassandra sinirle kolunu Marlene'den kurtardı. Böyle bir durumda süpürge ile uçacak vakitleri olduğunu nasıl düşünebilirdi? Ya da metro konusunda hiç bir fikri yoktu bile. Sinirle bağırdı:

 "SAÇMALIK BU, SEN İSTERSEN SÜPÜRGEYLE GEL AMA BEN GİDİYORUM!" Şak diye cisimlendiğinde arkasından kendisine küfür edildiğini duyabildi.

Genç kız ufak bir borudan itildiği hissini hiç bir zaman sevmemişti, ama bugün kesinlikle cisimlenebilmenin ne kadar müthiş bir şey olduğunu anlayabildi. Sihirli Ulaştırma Departmanına şükranlarını gönderdi. Midesinde oluşan o bulantı, hastanenin yoğun kokusu hiç birine aldırmadı Cassandra, tek istediği sevgilisinin iyi olduğunu görmekti. Önünde hızla koşan şifacılar, acı içinde oradan oraya ilerleyen büyücüler ve cadıları da görmezden geldi. Panik içerisinde sağa sola bakınırken arkasından yine güçlü bir kol onu yakaladı.

"Budala mısın sen? Niye laftan anlamıyorsun!" Marlene, soluk mavi gözlerinden öfke saçarak ona bakıyordu. Parlak sarı saçlarını yine Sirius ile dışarı gittikleri zaman ki gibi örtmüştü. "B-ben, ehliyetim var. Cisimlenebiliyorum." Marlene histerik bir kahkaha attı. "Bu zekâya sahip olduğun için nasıl da şanslısın!"

Marlene uzun koridorun başına doğru ilerlerken hala homurdanıyordu. "En son istediğimiz şey dikkat çekmek! Her yerde casuslar varken oradan oraya cisimlenemezsin sen!" Sesi sonlara doğru iyice kontrolden çıkmış gibiydi, Cassandra tam ağzını açıp cevap verecekti ki tam önlerinden sürekli kusan kabarık saçlı bir cadı geçince yüzünü buruşturdu. Kadın elindeki pis kokulu torbayı sıkı sıkı tutuyor, sürekli öğürüyordu. "Bir de işe yaramaktan bahsediyordu! Sen Arabella Figg'den bile daha az işe yararsın Cassandra."

Cassandra sinirle yine tam ağzını açacaktı ki Marlene üzerinde danışma yazan yere gelmişti. Uzun bir kuyruk masada oturan sarışın huysuz cadı ile konuşmak için bekliyordu. Hepsinin sesi birbirine karışmıştı.

Karanlıktan AydınlığaWhere stories live. Discover now