"Hogwarts'da profesör olacağım hiç aklıma gelmezdi!"
Sirius, varitaserum sayesinde Azkabanda 12 yıl kalmaktan kurtulur. İçinde öfke ve üzüntü ile yaşamaya başlarken Albus Dumbledore sayesinde tekrar Hogwarts'da bulur kendini. Üstelik bu sefer kutsal...
Dudakları birbirlerini bulmadan önce ilk defa yarını düşünmediler. Onları bekleyen kötülükleri ya da her ikisi de kalplerindeki aile yarasını, yaşayacakları trajedileri hiç birini düşünmediler. Birbirlerine sahip olmanın tadını çıkaracaklardı.
Yağmur ikisini de sırılsıklam ıslatmıştı. Öyle ki Cassandra iç çamaşırlarının dahi yağmurdan ıslandığını hissediyordu. Sirius ayağa kalkıp ellerini kıza uzattı. "Haydi içeri gidelim." Gülümseyen yüzler koşturarak kapıya uzanan merdivenleri tırmandı. Aceleyle kapıyı tıklattıklarında Arabella Figg ve yumuşak dostu kapıyı açıvermişti.
Yaşadıkları romantik dolu anın etkisiyle her ikisinin de yanaklarında ılık bir pembelik ve sersem bir ruh hali vardı. Sirius gülümseyerek Arabella Figg'e sarılıverdi. "Ah hanımefendi bu ne hoş bir kapı açmak böyle? Size hep minnettarım," eliyle Cassandra'yı işaret etti. "Bu güzel cadı Cassandra Carrow, benim için çok kıymetli birisi. En az Harry kadar! Bir süre oda bize eşlik edecek." Cassandra sıcacık gülümsemeyle kadının şaşkın bakışlarına karşılık verdi. Arabella Figg ve huysuz kedisi belki de ilk defa bu kadar sevgi dolu bir an yaşıyorlardı. Öyle ki Sirius ile hiç anlaşamayan kedisi Snowy bile kuyruğunu indirivermişti.
"Memnun oldum." dedi yaşlı kadın kekeleyerek, "geçin Remus ve Marlene yukarıda." Sirius Cassandra'nın elini tutup onu merdivenlere yönlendirdi.
Bu ev Cassandra için kesinlikle en güzel ev oluvermişti bi' anda. İki katlı genel olarak az eşyanın hâkim olduğu bir evdi. Kedilerden dolayı yerlerde sürekli küçük küçük eşyalar görüyordu salona ilerlerken, evin bej rengi ise ona kendi evini hatırlatınca nedense yüzü düşüvermişti. Küçük bir holden geçince sonunda Remus ve Marlene'in yanına geldiler, tuhaf bir şekilde ikisi de düşünceli görünüyordu. Bir şeyler konuşmuş oldukları belliydi ama Remus onları görünce ayağa kalkıp gülümsedi. "Hoş geldiniz. Sirius nasıl da ıslanmışsınız."
Marlene şöyle bir göz ucuyla ikiliye baktıktan sonra gözlerini tekrar cama çevirdi. Sirius hafif hırıltılı bir sesle, "Evet biraz yağmurun tadına bakmak istedik." Dönüp Cassandra'ya göz kırpınca genç kız gülümsemeden edemedi. Yağmurun tadını almış mıydı hiç hatırlamıyordu. Daha çok Sirius'un insanı mest eden ferah ve odunsu kokusuyla harmanlanmıştı. "Üstümüze bir şeyler giyelim. Marlene uygun kıyafetler getirir misin lütfen?" Sirius'un sorusu üzerine sarı saçlı kız hafif bir kıpırdandı ama cevap vermedi. Remus dudaklarını dişleyerek öne atıldı. "Ben bir şeyler bulurum." Hızla odalardan birine ilerlerken Cassandra yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hissediyordu. Sirius elini az öncekinden daha fazla sıkmaya başlamıştı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Gidip Rem'e bi' bakınayım." dedi Sirius kısık sesle ama Cassandra kendisine geldiğinden beri hiç bakmayan bu kızla yalnız kalmak istemediğinden sevgilisinin elini bırakmadı.
O sırada Arabella Figg elinde hoş kokulu kurabiye tabağı ile gelivermişti. Masanın kenarındaki çikolataların yanına bıraktı. "Teşekkür ederiz Bayan Figg." Marlene soğuk sesiyle kısacık konuşmasını da yapmış sonra bakışları tekrar cama çevirmişti.
