"Hogwarts'da profesör olacağım hiç aklıma gelmezdi!"
Sirius, varitaserum sayesinde Azkabanda 12 yıl kalmaktan kurtulur. İçinde öfke ve üzüntü ile yaşamaya başlarken Albus Dumbledore sayesinde tekrar Hogwarts'da bulur kendini. Üstelik bu sefer kutsal...
Cassandra için cevap pek tatmin edici olmasa da başını salladı. Her ikisi de küçük Harry'e veda ettikten sonra evden çıktılar. Cassandra gelecek günlerin daha kötü olacağını bilse şüphesiz bu evden asla çıkmak istemezdi.
"Benden bir şey saklıyorsun." diye mırıldandı Cassandra, "Dumbledore'un mektubunu okuduktan sonra yüzün düştü."
"Hayır," Sirius ellerini genç kızınkine sardı. Beraber Muggle caddesinde yürümeye başladılar. "Sadece Dumbledore aramızda kalmasını istedi, önemli bir şey değil aşkım."
Her ne kadar Cassandra buna pek inanmasa da daha fazla üstelemedi. Sirius'a güveniyordu, hem de kimseye güvenmediği kadar. Sevgilisinin kendini bilerek asla üzmeyeceğinin farkındaydı, çoğu zaman birbirlerini üzme sebepleri duydukları aşktan kaynaklanıyordu. Her ikisinin de içinde mazoşist bir taraf olduğu açıktı. Bu düşünce ile içinde ılık bir rüzgar esti.
Privet Drive'da hava bugün sıcak olduğundan neredeyse tüm muggle'lar dışarıdaydı. İki katlı bej renkle boyanmış evler, sıra sıra dizilmiş bisikletler, cadde boyu bir aşağı bir yukarı yürüyen mugglelar her yeri kuşatmıştı. Öyle ki bir tanesi tam yanlarından geçerken baştan aşağı Sirius'u hayranlıkla süzdü. Kadın, koyu kestane saçlarını savurarak cilveli bir gülüş attı ama Sirius bunu fark etmemişti bile. Yüzünde tuhaf bir ciddiyetle yola bakarak ilerliyordu. Cassandra kadınsal bir kıskançlık hissederek sevgilisinin elini daha da sıktı. Bu teması Sirius uykusunda bile fark ederdi işte!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ne oldu?" diye sordu ipeksi sesiyle. Cassandra düşük özgüven problemini ona yansıtmak istemiyordu bu yüzden içinde bulundukları duruma atıfta bulundu. "Oldukça normal bir gün oluyor," dedi neşeli olmaya çalışarak, "sanki sıradan iki muggle gibi el ele yürüyoruz. Tek sorunumuz kariyer planlarımızı kötü yapmamız." Gerçekten de Cassandra bu dünyaya ait olmasalar da Privet Drive'da pek de sırıtmadıklarını düşündü. Dışarıdan bakan birisi için belki de okuldan yeni çıkmış genç bir kız ile onun havalı sevgilisi el ele yürüyordu. Bundan daha normal ne olabilirdi? Ama iç tarafa yaklaşıldığında Cassandra'nın midesine kramplar giriyordu.
"Ya da kafayı bulan ergen kardeşimiz." Sirius muggle sorunlarına bir yenisini daha eklemişti.
Cassandra tuhaf bakışlarla Sirius'a baktı. "Hadi ama!" dedi Sirius yüzünde eğlenceli bir ifade ile, "Bu yaşta ki gençlerin tek sorunları bunlardır. Melankolik sevgili durumları, aile içi çatışmalar..."
"Fazla bilgilisin." diye araya girdi Cassandra kıkırdarken. "Öyleyim." Sirius'un sesindeki böbürlenmeyi hissedebildi genç kız. "Ailemi sinir etmek için Muggle Bilimleri dersi aldım."
Cassandra derin bir iç çekti. Bunu zaten biliyordu. Sirius hakkında epey bilgiye sahip olduğunu düşündü Bu aslında herkes tarafından bilinen bir şeydi, Sirius okul yıllarında ne yapsa olay oluyordu zaten. Bu sırada arkalarındaki bir çocuk ağlamaya başladığını duydu. Muhtemelen dondurmasını düşürmüş olmalıydı çünkü Cassandra az önce yürürken dondurma yalayan sevimli ufaklıktan başka çocuk görmemişti. "Fazla şanslılar. Her konuda." Bu doğruydu Cassandra şu an onlara imreniyordu. "Ne konuda Anemonum?" Sirius güzel yüzünü sevgilisine dönmüş ilerliyordu. Bu şekilde yürümek sanki onun için çok kolay gibiydi. Muhtemelen Cassandra ilk adımı atmadan yere yuvarlanırdı. Dudaklarını ıslattı. "Hayatlarına imreniyorum, hiç bir şeyden haberleri yok. Mutlular, bugünün keyfini çıkarıyorlar. Problemleri gerçekten çok basit."
