72. BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚

15.9K 710 148
                                    

"Anneem, babanla neler yaptın?", dedim Kaan'ın ağzından laf almaya çalışıyordum. Kara soruma göz kırptı.

"Babam bana araba aldı.", dedi gözlerimi Kara'ya bakarak devirdim. Konak'ta şimdiden oyun odamız vardı, ağızına kadar oyuncaklar ile dolmuştu. Hayatım oyuncağa ihtiyacı yoktu Kaan'ın desem Kaan küçüğüm dudaklarını büzerdi.

Baba oğul arasına girmemek için bir şey demedim. 

"Anne bak bu da anahtarı.", diye  erkana doğru ucunda anahtarı olan pahalı bir arabanın gerçek araba kontağını gösterdi.

"Kara, sen çocuğa gerçek araba mı aldın?", dedim kucağında ki Kaan'ı kendi doğru çekerek sarıldı Kara.

"Feda olsun bütün arabalar oğluma.", dedi sözlerine kafamı salladım. Zaten bizim oğlanında on sekizine şurada ne kalmıştı.

"İyi yapmışsın hayatım, artık istediği yer kendi arabasıyla gider.", dedim Kara dudaklarını gülmemek için sıktı.  Beni sinirlendirmek için birde böyle davranıyordu ya

"Kaan daha üç yaşında Kara.", dedim dişlerimin arasında.

"Olsun Harirem hep bu yaşta kalmayacak ya.", dedi elimle alnımın ortasına vurarak avuç içimi alnıma yasladım.

"Şaka yapıyorsun kocacığım.", dedim kahkaha attı.

"Karaa.", dedim benimle uğraşmayı bırakması için öpücük attı. Bu adamın bu hallerine de hemen eriyordum.

"Harirem bakıyorum bizi özlemişsin?", dedi Kaan'ı kendi göğsüne yaslayarak bana baktı.

"Sizi özlemediğim gün var?.. Biran öce akşam olsa.", diyerek avucuma yanağıma yaslayarak onları izledim.

"Kaan yemek değil mi?", diyerek elinde ki araba kontağı ile oynayan oğlumu seyrederken Kara'ya aklımdayken sormuştum.

"Yedik annesi merak etme bizi, akşam şey yapalım mı dışarıda yemek yemeye gidelim.", dedi gözlerinin içine baktım. Orda gördüğüm şey yuvaydı. Biri karşıma geçip evine git dese, Kara'ya giderdim. Çünkü yuvanın dört duvardan oluşmadığını öğretmişti bana. Yuva onun kolları arasında olan,  baktığımda gözlerinde gördüğüm sıcaklıktı. Çık bir hava al deseler onun fotoğraflarına bakardım. Öyle bir sevdasıyla boyamıştı ki beni nefesimden farkı yoktu.

"Olur nefesim, sen nasıl itersen.", dedim mutfaktan kadınların bana seslenmesi ile tekrar ekrana döndüm.

"Ben içeri geçeyim. Bir hava almak için yanlarından çıkmıştım. Havamı da aldığıma göre ben gideyim artık. Akşama görüşürüz, bir birinize dikkat edin. Kaan oğlum sende orda babana göz kulak ol hani sana anlatmıştım ya unutma.", dedim göz kırparak. Kaan kafasını salladı, Kara kıstığı gözler ile bir bana bir kucağında ki oğluna baktı.

"Siz bir şeyler karıştırıyorsunuz arkamdan ya neyse kokusu çıkar. Demek hava almak için dışarı çıkıp bizi aradığınız hanımağam öylemi?", dedi hemen de kaçırma Kara. Kaleye gol atmak için tetikte belleyen futbolcu gibiydi.

"Sesiniz gelmiyor, kapatıyorum ikinizi kocaman öptüm.", diyerek görüntülü sohbeti sonlandırdım. Mutfağa doğru girecekken Burçin ile yüz yüze geldik.

"Bende sana bakmaya geliyordum, nereye kayboldun hemen.", dedi kız kardeş edası ile sorularını sıraya dizmişti.

"Biraz hava aldım.", dedim eliyle koluma girdi.

"Gel hadi sen o Ninenin dediklerine üzülmedin değil mi?.. Yaşlı kadın sonuçta hep kaçıncı yüzyıldayız öyle bakarak nasıl anlarmış.", dedi bana moral vermeye çalışarak.

"Yok unuttum bile dediklerini. Ben kendimi biliyorum.. O sözlere umut etmem delilik olur. Nasip değilmiş demeyeceğim ,böylesi hayırlıymış Rabbimden gelen baş göz üstüne. Kocam yanımda, oğlum yanımda birbirimizi seviyoruz. Kısır olduğum için isyan etmedim , etmeyeceğim. Karnında taşımak, doğurmak bunlar anne olmak için gerekli değil biliyorsun Burçin senin de evladın var.  Kaan'ın karnını ben doyurdum, altını ben bezledim, beşiğini ben salladım banyosunu ben yaptırdım, diş çıkardı hasta olduğu gün biz vardık Kaan'ın yanında, onun canı yansa benim ki üç misli beş misli yanar. İlk anne dediği an yüreğime bir fidan daha dikti. Yürümeye başladı, düştüğü ilk adımda ona tekrar ayağa kalkması için el uzatan bendim.. Annesi olarak.. Ateşlendiği günler Kara ile biz baş ucunda oturup gözümüze bir damla uyku girmeden bekledik. Niye? Çünkü biz anne ve babaydık. Doğurmadım ama biz büyüttük. Bakıyorum, doğurup bakmayan anneleri görünce aslında doğurmanın bir önemi olmadığını fark ettim. Çarşıdan gidip dünyanın en güzel çiçeğini alıp eve getirmişsin ama ona zamanında gerekli ilgi ve alakayı göstermedikten sonra o çiçeği alıp eve getirmenin bir anlamı yok.. Kaan Kara benim oğlum babası da Kara. Meriç ve Yaseminin bize emaneti, bizim canımızdan , kanımızdan olan dünyanın en güzel çiçeği o.  Onun için her adımda endişelenen, fazla koştuğunda terler, hasta olur, bir ögün yemek yemeyi atlasa hastamı olacak diye evham yapan anne yüreğim var benim..", dedim Burçin puslaşan gözleri ile bana sarıldı.

"Beyaz, beden doğurur ve yürek büyütür. Bedene düşen görev sadece dokuz ay ama yüreğin görevi sonsuza tek devam ediyor ve  ölsek bile devam edecek. Sen şimdi hayatında olmayacak dokuz ay için asla üzülme yüreğin o dokuz ayın acısını, tatlısını önüne serecek.", dedi elimi sırtına koyarak dostumla dertleşmiştim.

********

Pınar evliliği şu anlık düşünmediğini direk kadınların suratlarına söyledikten sonra salondan çıkmıştı. Nizo anne Pınar'ın bu tavrına kızarak bakmamıştı tersine kızına talip olan kadının gözlerine ters bir ifade ile baktı. Rezzan annesine bakmayı bırakıp önüne döndü. Şimdi bütün gözler ona çevrilmişti. Rezzan , yaşlı Ninenin ona ne anlattığını bilmiyorum ama  eş adayı için saydığı şeyleri dikkatle dinlemişti. Rezzan'ın bir yanı şans vermek isterken diğer yanı kararsızdı yüzünden bunu görebiliyordum.

"Güzel gelinim. Gel sen benim yakışıklı torunum Fırat'a şans ver. Okumuş çocuklarsınız her ikinizde, aileler zorla olacak demiyor ama siz birbirinize çok yakışacaksınız benim hislerime güven. Yarın torunum gelsin Mardin'de bir yere oturup görüşün numaralarınızı verirsiniz birbirinize sonrası nasip", dedi kadın sıcak sözleri Rezzan'ın yüzünde tebessüm olmasını sağladı.

Yani kadın torunumla görüş, konuş anlaşırsanız biz buradayız yok anlaşamasanız da  hayırlısı diyordu. Aslında olması gereken buydu. Pınar kaynanasının bir kaç kurduğu kırıcı sözlerden dolayı kendini tutamayarak kibar olmaya çalışarak konuşup gitti. Belki Pınar ile de Rezzan'ın karşısında oturan Nine gibi tatlı dilli biri konuşsaydı belki Pınar'da şans verirdi.

"Hayırlısı.", dedi Rezzan kısık sesi ile onun bu hali herkesin yüzünü güldürmüştü.

Pınar için gelen taraf müsaade isteyerek kalkmıştı. Rezzan yanında ki kaynanası olacak kadının erkanda gösterdiği damat adayının fotoğrafına baktı. Kızaran yanakları hemen önüne döndü  gözlerini kırpıştırarak derin bir nefes aldı. 

"Kızlar Rezzan'ı bir bahane ile alalım artık bize yardım isteyen bakışlar atıyor.", dedi Ela abla, güldüm.

"Cık bence bırakın, kalbi yılların acısını etsin bedenine. Havada aşk kokusu var, Kafanı deve kuşu misali kitaplara gömersen işte böylede aşkta kaçamazsın.", dedi Nazende.

"Aşk doktoru konuştu dağılın.", dedi Burçin gülerek. Nazende, Burçin''in  koluna vurdu.

"Kızlar hepimiz aşk kadınlarıyız kabul edin, kocalarımıza deli gibi sırılsıklam aşığız, yıllar geçse de aşk ölmeden yoluna devam ediyor, düşünsenize bizden önce kaç kişi aşık olmuştur, bizden sonrada belki bir gün çocuklarımız aşık olacak.", dedi Nazende iç çekerek kızı Berfin'in günün birinde sevdiği adam ile evlendiğini hayal etti. Burçin ve Ela abla aynı anda birbirlerine baktı. Dudaklarımı sıkarak bakışlarımı onlardan çetim. 

Kaan Karam'da bir gün aşık olacaktı Allah'ım.. Nazende ile ikimiz çocuklarımız gerçek aşkı bulması için dua ederken yan tarafımda duran ikiliden ses çıkmıyordu.

Bölüm sonu..

.

.

KARA AĞA |Mardin SERİSİ 1,2| TAMAMLANDI Donde viven las historias. Descúbrelo ahora