7 |𝔾𝔼ℂ 𝕐𝔸𝕋𝔸𝔾𝔸|

63.9K 2.2K 233
                                    



Keyifli okumalar canlarım


Beyaz mutfakta otururken Devrim'in kız kardeşi Gule mutfağa girdi. Beyaz, güzel kıza baktı söyleyecek söz bulamadı. Gule'nin gözlerinin kırmızı oluşundan ağladığını anlamıştı Beyaz. Gule sessizce masaya geçip oturdu. Ortamda ses çıkmıyordu, iki tarafta konuşmamayı seçmişti.
Dışardan gelen bir el silah sesiyle ikisi de dışarı koştu. Kara Ağa elindeki silahı havaya tutmuş bir şekilde görünce iki kızda derin bir nefes aldı.

"Karar bellidir Ağalar, Devrim Toprakoğullarının kızıyla evlenecek! Yok eğer evlenmem derse de kız kardeşi Gule Toprakoğullarına gelin gidecek."

Herkes Devrime dönüp baktı, Beyaz, gözlerini yanındaki titreyen kızdan çekemiyordu. İkisi de verilecek kararı korkarak bekliyordu ki Devrim'in sesi duyuldu. "Tamam ilk dediğiniz hüküm kabulümdür." dedi.

Devrim'in sözleriyle Kara ayağa kalktı. "Hayırlı olsun o zaman, ayaklarınıza sağlık." dedi.

Kara Ağanın sözleriyle Aşiret büyükleri ayağa kalktı vedalaşıp Yıldırımlar konağını terk ettiler. Devrim kız kardeşi Gule'yi de alıp son kez Beyaz'a baktı.
Gule'yi alıp çıkarken Kara Ağa konuştu. "Bir hafta sonra düğünün var. Devrim bak bunu konuşurken atlamış olabilirim."

Devrim elini yumruk yapıp sıktı derin bir nefes aldı konağı terk etti. Kara Ağa sinirli bir şekilde konağı terk eden kuzeninden bakışlarını çekip karısına bakmadan odasına çıktı. Beyaz bakışlarını yerden kaldırıp gökyüzüne baktı ve fısıldadı.

"Allahım sen yardım et bana kurtar beni buradan.." diyerek yalvardı. Yardım isteyeceği Allahtan başka kimsesi kalmamıştı.

***************

İki gün geçmişti olayların üstünden, Devrim ve Toprakoğullarının konağında tatlı bir telaş vardı. Yıldırım konağında ise kara bir bulut. Akşam yemeğinde herkes sessizce tabağındakileri yiyordu. Burçin karşısında oturan dostundan tuzu istedi.

"Beyaz tuzu uzatır mısın?" dedi ama Beyaz duymadı.

"Beyaz tuz diyorum?" dedi tekrardan ama aldığı cevap ilkinden farksız olayınca kaşlarını çatmıştı. beyaz öyle bir dalmıştı ki asla ona seslendiğini duymuyordu.

"Beyaz?"

"Beyaz." Beyaz, Burçin'in en son çağırmasını duyup kafasını kaldırıp Burçin'e baktı.

"Hı, benimi çağırdın?" dedi şaşkın bakışları ile. Öyle bir dalmıştı, daldığı düşünceler onu almış çok uzaklara götürmüştü.

"Evet, iyi misin?" dedi endişeli bir sesle Burçin

"Hı hı iyiyim." ama aslında iyi falan değildi.

"Tuzu uzatır mısın?" Beyaz önündeki tuzluğu eltisine uzattı. Herkesin ona baktığını görünce, yanında oturan eşine dönüp sessizce masaya sordu.

"Sofradan kalkabilir miyim?" Kara ağzına götürdüğü kaşığı durdurup Beyaz'a bakmadan konuştu.

"Kalk."

Beyaz sofradakilere dönüp konuştu. "Afiyet olsun. "

Masadan kalkıp odasına çıktı. Her zaman ona iyi gelen şeyi yaptı özelliklede şu bir senedir resim çizerek kendine liman oluşturmuştu, boyalar, fırçalar ve beyaz sayfalar onun yeni ve tek mutlu olduğu dünyaydı. Balkona çıkıp en köşede hazırladığı atölyeye doğru yürüdü. Eltilerinin katkısı çok büyüktü bu atölyeyi yapmasında. Hele Burçin dostu ilk fikir ondan çıkmıştı, tuvallerinin hepsini o almıştı. Çizdiği tuvallere baktı ay ışığının huzmeleriyle.

KARA AĞA |Mardin SERİSİ 1,2| TAMAMLANDI Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum