55. BÖLÜM "𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"

20.8K 836 83
                                    

Bu kurgum herkesin okuyacağı türden değil çünkü her kelimesi özenle seçilip yazıldı kalbinizde ki özen yere dokunmak için tıpkı herkesin sevdayı bulamayacağı gibi bu kurguda öylesine özel sizler için canlarım..

Şimdi kaldığımız yerden devam edelim.
Baştan yazarak ilerlemek istedim ama bu sizide benide sıkar diye düşünerek geri bu planı iptal ettim .Hem tadıda kaçar, Kara Ağa ve Beyaz sizin kalbinize nasıl dokunduysa öyle kalsın istiyorum.Sıradan bir Wattpad kurgusu değil sonuçta.
Şimdi en son kalan bölümden yazarak devam ediyorum. Fazlada uzatmak istemiyorum aslında kurguyu çünkü uzatırsam taslakta duran 10'a yakın töre kitabıma benzer. Bu yüzden ramazan ayı bitmeden Kara Ağa'yı da bitireceğimi duyurmak istiyorum.

Keyifli okumalar canlarım.

Gül neden Kartal'dan özür diledi? Hiç anlayamamıştım zaten olan aklımla olmayan aklım birbirine karışmış gibiydi.. Derin bir nefes alıp bıraktım. Bedenimin bir anı sanki üç sene yaşamamış gibiydi. Uzak bir ülkeye çekip gitmiş gibi bir haldeydi. Yaşarken ölmek ne diye sorsalar, ben üç senedir yaşadığım ucu bucağı olmayan labirent gibi olan zihnimi gösterirdim. Ailemin beni terk etmesi yetmiyormuş gibi aklımda başımı alıp beni terk etmişti, dolan gözlerimle kendimi sıktım. Dünyamın altı ile üstü yer değiştirmişti. Hayatımın en önemli üç senesi. Kara'nın yanıma olan anları aklımda bulamaş olmuş önüme konulmuştu. Çevremde ki kişilere ne kadar sorsam da, insanların anlata bildikleri benim hafıza çekirdeğimi çok doldurmuyor aslında,  gene bir yerlerde derin bir boşluk oluşuyordu.

Neyse şimdilik boş vermem gerekiyordu. Gül'ü en son Kartal'dan delisi ye nefret ettiğini hatırlıyordum ama şuan karşımda gördüğüm tablo bana bunu düşündürdü. Bu konuyu sonra  Gül ile ayrıntılı konuşursam belki oda benim kaçırdığım demek doğru olmaz aslında KARIŞTIRDIĞIM desem daha manidar olur. Belki oda bana bir kaç şey anlatırdı. Gül ve Kartalı salonda bırakıp bahçeye çıktım. Kara iki yeğenini yanına almış avludan çıkıyordu. Acaba nereye gidiyorlardı belki biliyordum ama şuan zihnimde bu bilgi yoktu. Daha fazla ayakta dikilmeyi bırakıp mutfağa girdim, kadınlar hazırlıkları yaparken biberona sıcak su doldururken onlara baktım aralarında saygı ve sevgi çerçevesinde yemekleri hazırlıyorlardı, onları izlemeyi bırakıp odaya çıktım. Odanın kapısını kapatarak beşiğin yanına yürüdüm. Yüzümde ki hüzün bulutları yerini derin bir gülümsemeye bıraktı. Uyanmış sessizce etrafı inceleyen miniğime baktım. Kalbimi tekleten göğüs kafesimin içinden çıkıp dışarda can atmaya meyleden miniğe baktım. Bir gülüşü ile bana neler hissettiriyordu böylesine özel. 

"Anneeem, yakışıklım, ömrüm sen uyandın mı oğlum?", dedim sözlerimle onu severek beşiğinden kucağıma aldım, pencerenin önünde duran ahşap mobilyalı koltuğa oturdum. "Sen ne çabuk büyüyorsun böyle ama.", dedim kafasına hafif  bir öpücük bıraktım. "Mıngıldağını yiyeyim senin.", dedim elimdeki biberonu açıp ağzına koydum. İştahla mamasını emen haline otuz iki diş güldüm. "Oy oy acıkmış benim aslanım." mamasını içerken sessizce en sevdiğim ninniyi mırıldandım.

"Atem tutam ben seni.. Şekere katam ben seni.. Akşam Buban gelende oy önüne atam ben seni.", diyerek güzel gözlerine baktım.

"Akşama çok var şimdi atsan olmaz mı?" Kara'nın sesi ile bakışlarımı sesin geldiği tarafa çevirdim. Aralıklı oda kapısına yaslanmış bizi izleyen kalbimin sahibine baktım. Gözlerim yüz hatlarının her noktasında gezdi. Doya doya baktım keşke onu o şekilde içimde saklaya bilseydim. Kimseler böyle güzel seven adama görmeseydi. Bir tek ben baksaydım. Kara gözünü kırpınca bana onu çok uzun süre izlediğimi anlayarak kendime gelmeye çalıştım.

KARA AĞA |Mardin SERİSİ 1,2| TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin