AUGUST－JAMES POTTER [TAMAMLANDI]

dokuz

Biraz geç oldu ama bir türlü içime sinmedi bölüm bu yüzden birkaç kez düzenledim.

Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen etkileşime göre bölüm atıyorum.

İyi okumalaar🤍

•

Silena defterini kapatıp çekmecesine koydu ve yatağına uzandı.

Arkasını dönerek dizlerini kendine çekip gözlerini kapadı, saat gece yarısını geçmek üzereydi ve şimdiye kadar uyumuş olması gerekiyordu.

Ama gözünü ne zaman kapatsa kafasındaki sesler daha da gürültülü bir hal alıyordu, bu yüzden son birkaç gündür pek fazla uyuyamamıştı.

Günler beklediğinden de hızlı geçiyordu ve ölümüne gün saymak hayatını zorlaştırıyordu. Hiçbir şeyden keyif alamaz olmuştu, kitap okurken satırların arasına çakılıp kalıyor, derste rastgele yerlere dalıp gidiyordu.

Babasının öldüğü gece, annesinin ruhuna ait olan küçük bir parça da Silena'da kalmıştı. Ne zaman annesine yakın olsa içindeki parçanın kıvranarak ona ulaşmaya çalıştığını hissedebiliyordu ve son zamanlarda bu daha sık yaşanmaya başlamıştı.

Daha geçen gün kütüphanedeyken annesinin ona seslendiğini duyduğuna yemin edebilirdi, nefesini ensesinde hissetmişti sanki. Çığlık atmamak için dişlerini sıkmış, görecekleri için kendini hazırlamıştı. Ama arkasını dönüp baktığında koca bir boşluk karşılamıştı onu.

Paronayak biri olmamak için çabalasa da hayatının akışı işlerini hiç kolaylaştırmıyordu. Sorunlar peş peşe dizilirken hiçbir şey yapamadan orada dikilmek de işe yaramıyordu. Seçenekleri kısıtlıydı, tek başınayken hepsiyle başa çıkamazdı ki. Bir noktada dengesini kaybedecekti ve ölümcül sonuçlara katlanmak zorunda olacaktı, sadece onun için değil, etrafındaki herkes için de.

Derin bir iç çekerek yeniden arkasını döndü ama uyuyamayacağını fark edince doğruldu. Oda arkadaşlarını uyandırmamak için sessiz adımlarla kapıya kadar yürüdü ve dışarı çıktı, bu gece dolunay vardı ve gökyüzü her zamankinden daha da güzel gözüküyordu.

Bir tilki için kaçıralamayacak kadar güzel bir fırsat, diye düşündü Silena. Yatakta dönüp durmaktansa yasak ormanda gecesini geçirmeyi tercih ederdi.

Filch'e gözükmeden zindanlardan çıktı, çıplak ayaklarıyla taştan zemine basarak yürürken arada bir durup yalnız olduğuna emin olabilmek için etrafını kontrol ediyordu.

Kimseye yakalanmadan okuldan uzaklaşmayı başardığında rahat bir nefes aldı, asasını birkaç taşın arasına koyarak etrafına bakındı ve bir tilkiye dönüştü.

Babası zor bir durumda fazladan seçeneği olsun diye üçüncü sınıfta animagusa dönüşmeyi öğretmişti, başına gelebilecek her durum için hazırlıklılardı.

Silena ağaçların arasından koşarak geçti ve ormanın ortasına doğru ilerlememeye çalıştı, geçen sefer az kalsın sentorlardan biri onu öldürüyordu ve tekrar onlarla karşılaşmak istemediğine emindi.

Bir uluma sesi duyduğunda duraksadı, ağaçlardan birinin ardına sindi ve bekledi. Daha önce yasak ormanda hiç kurt görecek kadar ileriye gitmemişti, kurtlar ormanın derinliklerinde yaşıyorlardı, sayıları pek de fazla değildi ve çoğunlukla da yalnız gezmezlerdi. Silena bir uluma daha duyduğunda başını kaldırdı, biraz öncekinin aynısı.

Yalnız bir kurt ormanda gezmezdi belki ama bir kurt adam gezerdi.

Dolunay, diye geçirdi içinden.