yedi

3.1K 259 41
                                    

1974, Temmuz

Silena hiçbir Temmuz'un bu kadar sıcak ve yakıcı olduğunu hatırlamıyordu, güneş ona işkence edercesine gökyüzünde parıldıyor, altında oturduğu ağaçta tek bir yaprak bile kıpırdamıyordu.

Derin bir nefes alarak dizine kadar çekilmiş beyaz elbisesini düzeltti ve bacaklarını öne doğru uzattı. Yaz aylarından nefret ediyordu, ona kalsa sonsuza kadar karların arasında buz gibi havada yaşayabilirdi, cehennem sıcağını tecrübe etmekten iyiydi sonuçta.

Neyse ki havanın kararmasına az kalmıştı, en geç iki saate güneş kaybolacak yerini aya bırakacaktı. Silena oyalanmak için çimlerin üzerine bıraktığı siyah ciltli defteri eline aldı, babası geçen seneki doğum gününde hediye etmişti bu defteri ona. Yazmaya olan merakını keşfettikten birkaç ay sonraydı, Silena daha büyük bir şey beklediği gerçeğini gizleyememiş olsa da hayatında aldığı en iyi hediyenin bu defter olduğuna emindi. Sonra da bir daha asla yanından ayırmamıştı zaten, defteri artık sırlarının saklı olduğu kapalı bir kutuydu, her duyguyu mürekkeple sayfalara akıtıyor ve defterin kapağını kapadığı anda her şeyi unutacağına dair kendine bir söz veriyordu. Şimdiye kadar işe yaramadığı olmamıştı.

Gülümseyerek defterin kapağını araladı, hiç yanından ayırmamasına rağmen küçük bir kısmı doluydu sayfaların. Silena sadece içinde tutamayacak kadar kötü hissettiğinde yazıyordu, annesini düşündüğünde, yazlıklarındaki yan komşuları Steve'e olan çocukça sevgisi arttığında ve babası ona olan her şeyi ilk kez açık ve net bir şekilde anlattığında yazmıştı.

O kadar da karanlık sırları yoktu yani, ailesinin sırlarını sırtlanmak zorunda olmadığı sürece.

Gülümseyerek kalemi kaldırdı ve defteri bacaklarının üzerinde açarak öne doğru eğildi. Babası onun hayatında gerçekten sahip olduğu tek kişiydi, onu koruyup kollamış, gözlerine bakıp gülümsediğinde gerçek ve yaşamaya değer hissettirmişti. Annesinin aksine, onun yaptıklarının aksine.

Silena gardını indirmemek için aklının ucundan bile geçmesine izin vermedi bu düşüncelerin, babası ona ne kadar düşünürse o kadar kendine çekeceğini söylediğinden beri bunu yapmamaya çalışıyordu.

Biraz daha eğilip dikkatini yarım kalmış satıra verdi, babasının doğum günü yaklaşıyordu ve Silena ona değerli bir şey vermek istiyordu, parayla satın alınabilecek basit bir şey değil. Niyeti ona yazdığı şarkıyı iki hafta içerisinde tamamlayarak doğum gününe kadar bestelemekti. Nakaratı yazdıktan sonra işlerin kolaylaşacağını bildiğinden kendisini zorluyordu ama kelimeler sürekli kafasını karıştırıp adeta yerlerinden şikayet ettiklerinden sürekli karalayıp yeniden yazmak zorunda kalıyordu.

İç çekerek bir cümleyi daha karaladı ve yenisine başladı, kalem elinin altında durmadan hareket ederken zamanın farkına bile varamamıştı.

Yeniden başını kaldırıp baktığında havanın çoktan kararmış olduğunu gördü, gülümseyerek kucağındaki defteri kapadı ve kalemi de alarak ayaklandı.

Akşam yemeği muhtemelen çoktan hazırdı, Cuma günleri babası yeni bir şeyler denemekten hoşlanıyordu.

Kalemi düştüğünde Silena almak için yere eğildi, ardından yönünü eve doğru çevirdi. Verandadaki yemek masası çoktan hazırdı, her zamanki gibi yeşil bir masa örtüsü serilmiş, ahşap sandalyeler boşluk yaratmak için masaya doğru çekilmişlerdi.

Silena boğazının kuruduğunu fark edince dolu bardaklardan birini kaptı ve babasına görünmeden suyunu içti, Seth arada bir düzeni takıntı haline getiriyordu.

AUGUST-JAMES POTTER [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now