yirmi iki

1.8K 211 22
                                    


selam ben geldim yine gecenin bir saatinde bölüm yayımlıyorum.

19 bölüm boş yaptıktan sonra her şeyi son bölümlere sığdırmaya çalışıyorum ve yine çok hızlı gidiyormuşum gibi gelmeye başladı.

remus'un bu şekilde itiraf etmesi asla aklımda yoktu ama finale yaklaşıyor sayılırız ve ikisinin arasını yapmam lazım...

ve kurgunun ismini de değiştirdim?? bu ikisine daha uygunmuş gibi geldi folklore'den başka bir şey dinlemeyen yazarınız isim bulmakta zorlanıyor... yukarıya da bırakayım şarkıyı dinlememişsinizdir belki.

bu arada lily neredeyse hiç yok kurguda ama en son lily'nin olduğu bir bölüm yazmaya çalıştığımda pek okunabilir şeyler çıkmadı ortaya qofjwlfnwl

"Aylak?" Sirius ona seslendiğinde Remus baş parmağını kaldığı satıra koyarak yanında oturan arkadaşına doğru çevirdi başını.

"Sence James doğru bir karar mı verdi?" Remus hafifçe omuz silkti, en azından Silena için doğru bir karar verdiğini biliyordu.

"Yani, evet." diye yanıt verdi başıyla onaylarken. "Böylesi daha iyi olacak."

"James'in kafası epey karışmış gözüküyordu ve dışarıda ne konuştuklarını da anlatmadı."

Remus okumaya geri dönerken sırıttı. "Silena onu öpmüş."

Sirius gülerek koltukta ona doğru kaydı ve elindeki kitabı alıp masanın üzerine bıraktı. "James mi söyledi?" diye sordu başta şüpheyle. Eğer Remus'a anlatıp da ona anlatmadıysa ortalığı birbirine katardı.

Remus kitaba göz ucuyla bakıp "Silena söyledi." dediğinde biraz olsun rahatlamıştı. Kalbi, en yakın arkadaşının ona ihanet etmesini kaldıramayabilirdi.

Sonra Hastane Kanadında James ile yaptıkları konuşma aklına geldi ve "Birbirinize her şeyi anlatıyor musunuz?" dedi gözlerini kısarak ona bakarken.

Remus başını salladı. "Eh işte, neden sordun?"

"Bu kadar kısa sürede yakınlaşmanıza biraz şaşırıyorum sadece."

Remus'un suratı meraklı bir ifadeye bürünürken sordu. "Silena'dan hoşlanıyorsun sanıyordum?"

"Evet ama senin gibi değil." Kelimeler ağzından öylece çıkıverdiğinde kendi söylediklerine şaşırarak gözlerini kocaman açtı.

Remus kaşlarını kaldırarak ona baktı, Sirius'un böyle bir şey düşünüyor olduğu aklının ucundan bile geçmemişti. "Silena'dan mı hoşlanıyormuşum?"

Sirius buradan sonra lafı çeviremeyeceğini bildiğinden sormaya karar verdi, belki kötü bir karardı ama en azından geceleri uykusunu kaçıracak bir sorudan daha kurtulmuş olurdu. "Sen söyle."

"Sirius, gerçekten Silena'dan hoşlandığımı düşünmüş olamazsın." dedi suratını buruşturarak.

"Neden olmasın ki?"

Remus onu geçiştirecek bir şey söylemek üzereydi ki aklına gelen fikirle duraksadı, Silena ile kütüphanedeki konuşmalarından sonra en azından cinsel yönelimini arkadaşlarıyla paylaşması gerektiğini düşünüyordu ama içlerinden birinin kimden hoşlandığını anlamasından korkuyordu. Tabii, Sirius Black'e abayı yaktığını daha ne kadar belli edebilirse artık.

Sirius herhangi bir cevap için suratına onun bakmaya devam ederken bunu nasıl daha kolay bir şekilde söyleyebileceğini düşünüyordu. Arkadaşlarının onu asla böyle bir sebepten dolayı yüzüstü bırakmayacağını biliyordu ama Sirius'un aralarına mesafe koymak isteyebileceğinden korkmuyor değildi.

"Eh, kızlara karşı özel bir ilgim yok." dedi gözlerine bakmaya devam etmek için çabalarken. Sesi çatlamadığı için rahat bir nefes alarak Sirius'un şaşkınlıkla kırışan suratını izledi.

"Bu sorun olur mu?" Sirius hemen başını iki yana salladı. "Tabii ki olmaz, Aylak. Sadece... bunu söylemeni beklemiyordum."

İçinde bulundukları durumun tuhaflığı ikisinin arasındaki görünmez ipin gerilmesine yol açarken Remus bir de bunu ayriyetten James ve Peter'a söyleyeceğini bilerek bakışlarını önüne çevirdi. Belki de Sirius ile yalnızken bir şey söylemese de olurdu, yani biraz erken davrandığını düşünmüyor değildi.

"Sorun değil." dedi Remus ayağa kalkarken. Biraz daha otursa on bir yaşındaki kız çocukları gibi kekelemeye başlayacağından korkuyordu.

"Nereye gidiyorsun?" diye atıldı Sirius. Bir eliyle koltuğun kenarından destek alırken bir ayağı da yere basıyordu.

"Kısa bir işim var."

"Ne işi?" Remus gözlerini odada gezdirirken masadaki kitaba doğru eğilip aldı ve kitabı kaldırdı. "Bunu bitirmem gerek, akşam yemekte görüşürüz."

Sirius başını sallayarak yerine geri otururken ortak salondan çıkan Remus'a hoşçakal dedi.

Hemen arkasından James içeri girmişti ama hiç de mutlu gözükmüyordu. Merdivenlerden inerken Sirius'a seslendi. "Remus'un suratı niye kireç yutmuş gibiydi?" Sirius, kendisinin söylemesinin daha uygun olacağını düşünerek omuz silkti. "Senin de ondan pek bir farkın yok." dedi onu süzerken.

"Cezaya kalmayacak mıydın bugün?" diye eklediğinde James omuzlarını düşürerek ona doğru ilerledi ve kendini koltuğa bıraktı. Kısa bir süre sadece şömineden gelen sesleri dinlediler ve Sirius dayanamayarak yeniden sordu. Uzun süren sessizliklere dayanamıyordu.

"Sorunun cevabını kendim mi vermeliydim?"

James dalgın bir tavırla başını kaldırıp ona baktı. "Efendim?"

Sirius iç çekti. "Cezaya kalmayacak mıydın diye sordum, Çatalak, sen iyi misin?"

"Silena onun için cezaya kaldım diye kızdı."

"Merlin'in sakalı, neden ki?" Odalarında konuşurken kulağa iyi bit fikir gibi geliyordu ama belki de son seferden sonra derslerini almış olmaları gerekiyordu.

"Benden yine nefret ediyor." diye mırıldandığında Sirius başını olumsuz anlamda sallayarak ona moral vermeye çalıştı.

"Hah, seni öpmeseymiş o zaman."

James kaşlarını kaldırdı. "Sen nereden biliyorsun?"

Sirius sorusunu görmezden geldi ve sırıttı. "Bunu niye bu kadar dert ettin peki?"

James "Çünkü artık arkadaşız sanıyordum." diye savunmaya çalıştı kendini.

Sirius sırıtmaya devam ederken arkadaşının omuzunu dürttü. "Ondan hoşlanıyor musun?"

"Hayır, Lily'den hoşlandığımı biliyorsun."

"Hem Silena şey..."

"Ne?"

Cümlesini "Slytherin!" diye tamamladı.

Sirius kahkaha attığında James arkadaşından gördüğü destek sayesinde gözlerinin dolacağını sanmıştı. James, Lily'den hoşlanıyordu, hep Lily'den hoşlanmıştı ve şimdi de bunun değişmesini istediği falan yoktu. Hele onun için bu kadar zahmete katlandıktan sonra.

"Hayır," diye tekrar etti Sirius kahkahasını yavaşça keserken. "Silena'dan hoşlanmıyorum, sadece bir öpücüktü. Geldi geçti."

Sirius başını inanmadığını belli edercesine salladı. "İddiaya girmek ister misin?" diye sordu serçe parmağını ona uzatırken. James'in sırf haklı olduğunu kanıtlamak için kabul edeceğini biliyordu.

"Yarın gece Silena ile son bir randevuya çık ve ondan gerçekten hoşlanıyor musun yoksa sadece bir öpücük müydü öğrenelim." James başta tereddüt etse de gaza gelerek parmağını Sirius'a uzattı.

"Haklı olduğumu göreceksin." Sirius sırıtarak başını salladı, kazanacağını bildiği oyunları oynamaya bayılıyordu.

AUGUST-JAMES POTTER [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin