yirmi

2K 200 21
                                    

"Burası randevu için seçilebilecek en kötü yerlerden biri, Lily'yi buraya getirmeyi deneme bile." Başıyla birkaç metre ötelerindeki dükkanı işaret ettiğinde James kaşlarını çatıyor.

"Ama burası sevgililer için."

"Ama ben oraya asla girmem, bir şöhretim var.''

"Şöhretin benimle çıkmaya başladığında söndü sanıyordum?" Silena'nın dudakları bükülüyor ama yine de bu lafın altında kalmıyor. "Bu kadar kötü bir seçenek olduğunun farkında olmanı seviyorum."

"İdeal randevunu yaşamak için benden daha iyisini bulamazsın öyleyse."

Silena, kucağında gezdirdiği defterini James'in eline tutuşturup iki elini saçlarının arkasından geçirerek cekedinin içinden çıkartıyor, Kasım ayına gireli birkaç gün olmuş olsa da hava geçen haftakine göre çok daha soğuk.

Defteri geri alıp Madam Puddifoot'un Çay Dükkanı yazılı tabelaya bakıyor bir anlığına. Sonra James'e geri dönüyor. "Bulabilirim ama bugün için elimdekiyle yetineceğim."

Kalemini düşmesin diye cebine koyup defteri bir eline alıyor. "Buradan daha güzel bir yere gidebiliriz, Lily çiçeğini de akşam yemekte görürsün." James'in itiraz etmesine izin vermeden arkasını dönünce oğlan onu takip ediyor.

"Öyleyse bu hafta için bana başka bir randevu borçlusun."

Silena söylenmesine aldırmadan yürümeye devam ediyor, James'i böyle şeyler için ikna etmek o kadar zor değil ama arada bir mızmızlandığı oluyor işte.

"Bu hafta cezam var Potter, sonraki sefere."

•••

"

İdeal randevudan kastının soğukta kıçımız donana kadar oturmak olduğunu bilseydim okula geri dönerdim."

Silena çimlerin üzerinde bağdaş kurarken gülüyor. "Çok istiyorsan cekedimi alabilirsin."

James ellerini birbirine sürtmeyi durdurarak ona kötü bir bakış atınca kız omuz silkmekle yetiniyor.

"Bazen böyle küçük şeylerle benden intikam aldığını düşünüyorum."

"En başında bunu düşündüm ama soğukta oturmaktan daha farklı planlarım vardı, öğrenmek istemezsin." Silena ciddi bir tonda konuştuğunda James şakasına ondan biraz uzağa kayarken konuşuyor. "Peter hala beni uykumda öldüreceğini düşünüyor."

Silena sırıtıp olduğu yerden ona doğru eğilerek kolundan çekerken yanıt veriyor. "Kimseyi uykusunda öldürmem, arkadaşına güvence verebilirsin."

James aralarında yarım metre kadar mesafe kaldığında durup Silena'nın Hogsmade'den aldıkları çörekleri poşetten çıkartmasını izliyor.

"Biliyor musun, seninle buna başlarken hiç böyle olacağını düşünmemiştim." Ona uzattığı üzerinde çikolata parçacıkları olan çöreği eline alırken Silena kaşlarını kaldırıyor. "Tam olarak hangi beklentini boş çıkardım?"

"Daha soğuk olmanı bekliyordum sanırım, huysuz da olabilir." diyor James çöreğinden bir ısırık almadan önce.

Silena ağzındaki lokmayı çiğnerken dudaklarının kenarı hafifçe kıvrılıyor. "Yeterince huysuz olduğumu sanıyordum."

"Belki de bize uyum sağlamanı beklemiyordum."

"Bu o kadar zor olmadı, en azından sıkıcı değildiniz."

Bunu söyler söylemez James'in aklına birkaç gün önce hastane kanadındayken Remus'a olan yakınlığı geliyor. Kızın suratına bakıp aklını kurcalayan soruları sorup sormaması gerektiğine karar vermeye çalışıyor, hala Remus'un öyle bir şey yapmayacağını düşünüyor ama Silena ile ilgili fikirleri durmadan değiştiğinden net bir cevap elde etmek zor.

"Ne oldu?" Birden konuştuğunda James duraksıyor. "Efendim?"

"Bir şey soracakmış gibi bakıyorsun."

Başını sallayarak yanıt verse de Silena üsteliyor. "Sor hadi, kızmam."

Bir anlığına bocalasa da hiçbir şey kaybetmeyeceğini bilerek sormaya karar veriyor, eğer bir ilişkileri varsa da onların sahte imajını bozmadığı sürece sorun etmeyeceğini düşünüyor.

"Remus ile ilgili ama dürüst olacağına söz ver."

Silena paniğe kapılmadan önce duruyor. Ona güveniyor ve en yakın arkadaşlari dahil kimseye anlatmayacağına emin ama James'in bakışları tam tersini söylüyormuş gibi.

"Sor hadi." diyor sesinin çatallaşmamasına şükrederek.

"Aranızda bir şey mi var, yani, son zamanlarda çok fazla yakınsınız ve-" Silena kahkaha attığında James'in yanakları hafifçe kızarıyor. Kaşlarını hafifçe çatarak ona bakarken kız kahkahalarla gülmeye devam ediyor. Soru onun beklediğinden bir hayli farklı ve imkansız.

"Sorduğuma pişman oldum." James söylendiğinde Silena elini karnına bastırarak gülüşünü kesmeyi deniyor.

"Remus ile aramda bir şey olması imkansız çünkü bir; fark etmediysen Sirius'a aşık ve iki; seninle çıkıyorum."

"Sirius'a aşık olmasa ve benimle çıkıyor olmasan hayır demezdin yani?"

Kutudaki peçeteyi alıp ağzını silmeden önce konuşuyor. "Bu cümleden nasıl bu sonuca vardın anlamadım ama o kadar merak ediyorsan cevaplayayım; hayır."

"Eğer bir varsayımda bulunsaydık,"

"Ee?"

"Dördümüzden birini seçmek zorundasın diyelim, hangimizi seçerdin?"

Silena ona doğru dönerken sırıtarak göz kırpıyor. "İsmini söylememi istiyorsan söylerim."

"Hayır, dürüst bir cevap istiyorum."

"Tamam, sizi tanıyor muyum yoksa hiç tanışmamış mıyız?"

"Ne önemi var?"

Silena çöpleri poşetin içine koyup ağzını bağlıyor ve yanlarına bırakıyor. "Cevabı istiyor musun istemiyor musun?"

James merakını gizlemeye çalışarak yanıt veriyor. "Tanışmıyoruz."

"Muhtemelen Sirius."

Başka bir şey söyleyecekken durup cümlesini değiştiriyor. "Tamam."

Silena'nın dudakları şaşkınlıkla aralanıyor. "Merlin'in sakalı, üzüldün mü?"

"Hayır, niye üzüleyim ki?" James ayağa kalkarken mırıldandığında Silena gülerek arkasından doğruluyor.

Yerdeki çöp poşetini alıp ona yetişmek için birkaç büyük adım atıyor. "Bilmem, sen söyle."

Yine nerede bitirsem bilemeyip en saçma yerde bitirdim teşekkürler

Bu arada kapağı değiştirdim ama değiştirmese miydim emin değilim.. eskisi daha mı iyiydi sanki

AUGUST-JAMES POTTER [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now