otuz iki

1.5K 139 35
                                    

Başlamadan favori Marauders Era karakterinizi yazar mısınıız merak ettim.

Teşekkürler ve iyi okumalar <3

Çimler botlarının altında ezilip toprağa yapışırken rüzgâr saçlarını havaya karıştırabilecek kadar sert esiyordu.

Silena, annesinin kollarını özellikle kıvırdığı cekedini çıkartıp yere bıraktı ve temiz havayı içine çekerek gözlerini kapadı. Biraz zamana ihtiyacım var, diye geçirdi içinden. Yeniden hatırlamak ve tekrarlamak için biraz zaman.

En son ne zaman birini öldürdüğünü hatırlayamıyordu, yanlışlıkla olan her ölümün sonu babasının üzerinde uyguladığı basit bir hafıza büyüsüyle son bulurdu. Seth onu koruyabilmek için elinden geleni yapmıştı; gerektiğinde ölümlerin üzerini örtmüş, onun için öldürmüş ve Silena'yı en ufak iğneden bile sakınmıştı.

Ama şimdi onu korumak için yaptığı her şeyin parça parça kopup boşlukta yok olduğunu net bir şeilde görebiliyordu, son olanlardan sonra tıpkı Seth'in tahmin ettiği gibi Silena daha fazla çabalamak istememişti.

Kendini akışına bırakmak ve ölümün üzerine yükledği bu ağırlıktan bir an önce kurtulmak istiyordu. Son şansı Peter ile birlikte yok olduktan sonra daha ne yapabilirdi ki?

Silena yavaş hareketlerle arkasına döndü, onu vazgeçirebilecek son bir düşünce, son bir umudun belirmesini bekliyordu zihninde ama gerçekler üzüne tokat gibi çarpmaya devam edince kafasındaki sesleri susturabilmek için öne doğru bir adım attı.

Karanlık Lord ile göz göze geldiler ve rüzgâr uğuldayıp gözler ikisinin arasında mekik dokurken herkes Silena'nın kurbanını seçmesi için nefesini tutup bekledi.

Kız şöyle bir göz gezdirdi ve işaret parmağını arkalarda kalmış genç bir adama doğrulttu. Kısa saçları arkaya doğru yatmış ve alnındaki bir damla ter şakağına doğru süzülüyordu. Silena onun kehribar rengi gözlerine bakarken gözleri beyazladı ve mavi yeşil irisleri yok oldu.

"Öne çık." diye buyurdu Karanlık Lord. Silena'yı iş üstünde görebilmek için sadık kölelerinden birini feda ediyor oluşu akıl alır gibi değildi ama oluyordu işte.

Genç adam umutsuzca etrafına baktı ama herkes kendi canını kurtardığı için içten içe sevinirken kimsenin umurunda değildi.

"Adın ne?"

"Jesper." Adam görünüşünün aksine buz gibi bir sesle yanıt verdiğinde Silena kararmaya yüz tutmuş ruhunu izliyordu. Gerginliği on metre öteden seçilebilirdi ama vermek istediği imajın bu olup olmadığı tartışılırdı.

"Karşı koymayı deneyebilirsin, Jesper."

Jesper'ın gözleri Lord'undan gözlerinin altında siyah ve ince çizgilerin belirmeye başladığı kıza döndü ve onuruna ihanet ederek dehşetle yutkundu.

Sanki karşısında farklı türden bir yaratık duruyor, kaplan kafesine atılıp üzerine kilit vurulmuş gibi hissediyordu.

"Tamam." diye onayladı sonunda.

Tıpkı Silena gibi cekedini çıkartarak bir kenara bıraktı ve asasını her an elinden uçup gidecekmişçesine sıkıca kavrayıp tepenin kenarında duran kıza doğrulttu.

Oysa ki Silena'nın eline bir asa bile verilmemişti, büyü yapmaya izni yoktu.

"Crucio!" Jesper ciddi bir büyüyle başlangıç yapınca Silena'nın kaşları çatıldı ama tam zamanında elini kaldırıp asadan fırlayan kırmızı kıvılcımı yakalamayı başarabilmişti.

AUGUST-JAMES POTTER [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now