otuz dört, kapanış

2.2K 164 90
                                    

Silena bütün bunların sıradan kabuslardan biri olduğunu fark ederek doğrulduğunda gerilmiş kasları yavaşça rahatladı.

Karanlık Lord öldükten yıllar sonra bile bu adamın kabuslarına konuk olması sinirlerini bozuyordu.

O gün hayatta kalıp onu yok etmeyi başarmasını kendisi bile beklemiyordu ama babası geleceği doğru öngörmüştü. Eğer Seth ölmeseydi Silena ölecekti ve adam kızıyla kendi hayatı arasında bir seçim yapmak zorunda kalmıştı. Pişman değildi çünkü sonunda bütün çabasına değeceğini biliyordu.

Terden alnına yapışmış uzun saçlarını arkaya atıp komodinde duran bardağı eline aldı ve suyu bitirip yerine bıraktı.

Saate baktığında çoktan öğleyi geçmiş olduğunu gördü, gece geç yattığından bu saate kadar uyumuştu yine. Uykusunu bir düzene sokmaya çalışıyordu ama evde yalnızken geceleri uyumak kolay değildi.

Bir sürü işi oluyordu ve sonunda uyumayı başarabilse bile üç dört saatte bir tekrar kalkmak zorundaydı.

İç çekerek gözlerini açık olan camdan çekip elini yanına uzattı ama kimseye değmediğinde korkuyla arkasını dönüp yatağın boş tarafına baktı.

Hissettiği endişeyle kalbi hızla atmaya başladı ve terliklerini bile giymeden odasından çıkıp merdivenlere yöneldi, uykusunun bu kadar derin olmasından nefret ediyordu.

James evde değilken kim odasına girmişti ki?

İlk basamağı inerken aşağıdan gülüşme sesleri geldiğini duyduğunda üzerine bir anda binen o ağır yük hafifleyerek yok oldu.

Tekrar Sirius'un diline düşmemek için saçlarını düzeltip derin bir nefes aldı ve yavaşça merdivenleri inmeye başladı.

Geçen sefer o uyurken Harry'yi yanından aldığında büyük bir kargaşa yaratmıştı ve Sirius'un bunu unutması üç ay sürmüştü. Yeniden onun alaylı şakalarını dinleyeceğine camdan atlamayı tercih ederdi.

Salondan mutfağa doğru geçerken ona dönük oturan Remus gülümsedi. "Günaydın."

Sirius oturduğu koltukta arkasına doğru döndü ve sırıttı. "Endişeli gözüküyor olabilir misin?"

Silena gülmemeye çalışarak yanlarına ilerledi ve koltuğun kenarında durdu. "Neden?"

Sirius Ophelia ile oynayan Harry'yi işaret ettiğinde Silena göz devirdi. "Ben sizin kızınızı alıp kaçıyor muyum?" Dayanamayıp isyan ettiğinde ismini duyan Harry oyuncakları bırakıp onlara dönmüştü bile.

O annesinin bacağına sarılmadan hemen önce Sirius konuştu. "Remus'un suratındaki ifadeyi görebilmek için her şeyimi verirdim."

Silena gülerek Harry'yi kucağına alırken Remus elindeki yastığı Sirius'a fırlattı. Genç adam yastığı yakalayıp omuz silkmekle yetindi.

Ophelia oyun arkadaşının anne kuzusu olduğunu unutmuş olacak ki oflayarak yerinden kalktı ve masanın etrafında dolanıp babasının yanına oturdu. Remus bir elini omuzuna doladığında Sirius yakaladığı yastığı yavaşça Ophelia'ya attı.

"Bunu konuşmuştuk Ophelia, beni daha çok seviyorsun." Küçük kız kocaman yastığı kucağına koyup dilini uzatınca Sirius yerinden kalktı ve masanın arkasına geçerek onu kucağına aldı.

"Şeker yemene izin verirken en sevdiğin baban ben oluyorum ama?" diye sorunca kız kumral saçlarını arkaya attı ve başını Sirius'un boynuna gömerek ona sıkıca sarıldı. "Seni de seviyorum, baba. İkinizi de çok seviyorum."

AUGUST-JAMES POTTER [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin