yirmi yedi

1.8K 222 39
                                    

Yazdığım en uzun bölüm bu oldu sanırım...

İyi okumalar asklarım oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen, bu bölümdeki fikirleriniz benim için çok önemli, umarım beğenirsiniz<3

Silena başını iki yana sallayıp yatağın beyaz çarşafları arasında duran gümüş yüzüğe baktı. "Daha fazla burada kalamam."

"Nereye gideceksin ki?" Walter yatağın tepesinde süzülüp bir duvarın kenarında durdu ve omzunu yasladı.

Celestria ona yandan bir bakış atıp yatakta kıpırdandı, Walter'ın aksine Silena'ya elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordu. "Yanlış kararın doğurabileceği sonuçların seni birine aşık olmaktan daha fazla etkileyebileceğini unutma."

"Siktir et, S. Hayat kısa, şu çocukla yat ve burayı terket." Walter cümlesini bitirip ona göz kırpınca Celestria kaşlarını çattı. "Yardımcı olmuyorsun."

Adam duvardan ayrılıp omuz silkti. "Ben ölüyüm, ne yaparsın." Hemen ardından bu sohbetin daha fazla ilgisini çekmediğini söyleyip ikisine bir asker selamı verdi ve kapının içinden geçerek gözden kayboldu.

"Yüzüğü takmalı mıyım? Belki gerçekten onları öldürmezler."

"Silena, savaştasınız. Onlar söz verse bile başka Ölüm Yiyenler olacak, hepsini hizaya sokmanın imkanı yok." Celestria haklıydı. Annesine güvense bile Karanlık Lord'a güvenemezdi, ikisinin de ne yapacağı belli değilken işini şansa bırakacak hali yoktu ya. İki seçeneği vardı; yüzüğü takıp annesine yardım edebilir ya da camdan aşağıya fırlatıp yok olmasını umarak son on günün geçmesini beklerdi, öleceğini bilerek.

"Keşke her şeyden bir anda kurtulmanın bir yolu olsa." diye söylendi. Hayatında ilk defa bu kadar huzursuz ve çaresiz hissediyordu. Sonraki adımını hangi basamağa atacağını kestiremediğinden boşluğa mı düşecek yoksa kendini hiç tanımadığı bir yolda mı bulacak bilmiyordu.

"Geç olmadan seçim yap." dedi Celestria. Ardından onu iyice düşünebilmesi için yalnız bırakarak duvarın arasında kaybolup gitti.

O gidince oda biraz daha daralmıştı sanki, Silena derin bir nefes alarak yatağına oturdu ve yüzüğü eline aldı. Avucunda duran soğuk gümüş camdan yansıyan gün ışığıyla parıldıyor, adeta parmağına takması için ona yalvarıyordu.

Kız bunu görmezden gelip avucunu sıkıca kapadı ve yatakta arkasına yaslanıp son kararını bir kez daha gözden geçirdi.

Henüz hiçbir şey için geç olmadığını biliyordu, hala geri dönme şansı vardı ancak içindeki ses ondan tam tersini istiyordu ve hayatında bir kez olsun kendine güvenmesi gerektiğibi hissediyordu.

Yüzük avucunu kaşındırıp varlığını hatırlattığında Silena aniden yerinde doğrulup geri dönüşü olmayan bir karar verdi. Komodinin üzerinde duran defterini kapıp yatakta bağdaş kurdu ve sayfaları hızlıca geçip sonlara geldi. Defterini dördüncü sınıftan beri kullanıyor olmasına rağmen sık sık yazmamasından dolayı anca bitiyordu.

Yaprakları kalan son beş sayfaya kadar çevirip tüyden kalemi mürekkebe batırdı ve yazmaya başladı.

•••


Silena kilitteki anahtarı iki kez çevirip cebine koydu ve defteriyle birlikte arasına sıkıştırdığı zarfları sıkıca tutarak cesaretini toparlamaya çalıştı. Zarfları aslında Natalie ve Regulus'a önlerindeki yaz göndermek için saklıyordu ama gidişata bakılırsa önlerindeki ayı bile göremeyecek olduğundan şimdi kullanıyordu.

AUGUST-JAMES POTTER [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now