AUGUST－JAMES POTTER [TAMAMLANDI]

otuz

BİR ÖNCEKİ BÖLÜMÜ YENİDEN YAZDIM, BUNDAN ÖNCE ONA BAKMAYI UNUTMAYIN.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen, şu son üç bölüm benim için çok önemli.

İyi okumalar <33

•

James elindeki kağıda gelişigüzel bir elyazısıyla yazılmış adresi tekrar kontrol etti ve başını kaldırıp önlerindeki kocaman eve baktı.

"Buraya gelmemeliydik." Remus, Sirius, James ve Peter'a bakarak konuştu. Camlarının önünde buldukları bir mektuba güvenmemeleri gerektiğini söylediyse de onu dinleyen olmamıştı.

"Silena'nın yazdığına dair bir kanıtımız yok." Peter onu destekledi ama James çoktan evin arka tarafına doğru yürümeye başlamıştı.

James etrafını incelemeye devam ederken yanıt verdi. "El yazıları uyuşuyor."

"Büyüyle halledilebilecek bir şey."

"Yaptığımız şey mantıklı olmayabilir ama denemeye değer." Remus, Sirius'a kötü bir bakış attı.

"Buraya kadar gelmiş olabiliriz ama ya sonra? İçeride bizim iki katımız olan Ölüm Yiyenler var, farkında mısınız?"

"Ve biz dört kişiyiz."

Jason onlara yetişebilmek için birkaç büyük adım atmak zorunda kaldı, görünüşe göre buradaki kimse ondan hoşlanmıyordu. "Beni insandan saymamaya mı başladınız?"

James homurdandı. "Kapa çeneni Jason."

"Ben olmasam okulun kapısından bile çıkamazdınız."

"Silena'nın babası bizi uyardı." Remus birkaç saat önce olanları hatırlattığında James duraksadı, Seth hiç çekinmeden dördünü yaşananlardan sorumlu tutmuş ve tek bir hata daha görmek istemediğini tehditkâr bir tonda ve açıkça belirtmişti. Ama daha bir saat bile geçmeden Silena'dan mektup aldıklarında Remus söylenenlerin bir kulaklarından girip öbüründen çıktığına emin olmuştu. Okuldan kilometrelerce uzakta ve karışmamaları gereken bir işin tam ortasında debelenmelerinin başka bir açıklaması olamazdı.

"Adam ölmüş, ne yapacak ki?"

"Ya asla peşimizi bırakmazsa?" Peter endişeyle yanıt verdiğinde Sirius omuz silkti. "Bir şey olmaz."

Jason bir elini Peter'ın omzuna koydu. "Sizi bilmem ama son gördüğümüzde pek de cansız değildi."

"Göğsündeki boşluğu bir ben gördüm o halde?" Sirius, uzanıp Jason'ın kolunu itti ve Peter'ı önüne çekerken ona ters ters baktı.

"Şuradan girebiliriz." James yerle bitişik demir parmaklıkları işaret ederek konuştuğunda herkesin dikkati ona çevrildi. Sirius arkadaşının yanına ilerleyip elini parmaklıklara uzattı ama James yarı yolda eline vurarak onu durdurdu.

"Bilmediğin şeye dokunma demiyor muyum ben sana?"

Sirius kaşlarını çatıp elini kendine çekti. "Of, tamam."

Jason yerden bir taş alıp parmaklıklara fırlattığında taş içeriye düşüp sekti ve taş zemine vuruşunun yankısı duyuldu.

"Silena?" Jason kenara yaklaşırken Peter gerildi, aksiyon içeren olaylar pek hoşuna gitmiyordu.

İçeriden adım sesleri geldiğinde bir kez daha ismini seslendiler.

Jason gözlerini kısarak karanlıkta kenara doğru yürümeye devam eden kıza baktı.