on beş

2.2K 213 25
                                    

"Ondan hoşlanıyor musun?" Silena bu soruyu bir öğleden sonra, kütüphanede ders çalışırlarken sorduğunda Remus ne diyeceğini bilememişti.

Sirius birkaç metre ileride Marlene ve Lily'nin yanında oturuyordu, kızın önündeki sandalyede bacaklarını sol tarafa doğru uzatmış ve bir eli saçlarındaydı. Lily ise biraz yanında ikisine de aldırmadan ödevlerini yapıyordu, sınavları yaklaştığından kütüphanede fazladan zaman geçirmeye başlamışlardı. Remus yutkunarak gözlerini onlardan çekti ve sessizlik daha da boğucu olmaya başlamadan önce "Efendim?" dedi. Sesi doğru anlayıp anlamadığından emin olmak istercesine, biraz da pürüzlü çıkmıştı.

Silena kalemi parmaklarının arasında döndürürken başıyla Sirius'u işaret etti ve "Ondan hoşlanıyor musun?" diye tekrarladı sorusunu. Başka biri olsa dalga geçerdi ama Remus halihazırda kendi içine kapanık biriyken onu daha da uzaklaştırmak istemiyordu, hem de bütün sırlarını onunla paylaştıktan sonra. Remus güvenebileceği tek kişiydi ve onun da kendisine güvenebileceğini bilmesini istiyordu.

Remus gülmeye çalışarak başını iki yana salladıysa da Silena haksız olmadığından emindi.

"Yalan söyleme," diye mırıldandı kalemini dağılmış kağıtların üzerine bırakıp kollarını önünde birleştirerek masaya doğru eğilirken.

Remus ona dönmeden konuştu."O benim arkadaşım." dedi ama Silena'yı değil de kendisini ikna etmeye çalışıyordu sanki. "Sadece arkadaşım."

"Remus, bana yalan söylemene gerek yok. Seni hiçbir şekilde yargılamam." Silena daha yumuşak bir sesle konuşarak onunla göz göze gelebilmek için başını eğdi ve acele etmeden cevap vermesini bekledi. Natalie'den sonra bunun ne kadar zor olabileceğini öğrenmişti ve kimsenin olduğu kişi için kötü hissetmesini istemiyordu.

Sonunda Remus suratına bakabilecek cesareti bulabildiğinde konuşmaları tok bir sesle kesildi. "Remus?"

Silena tanımadığı kızı baştan aşağıya süzdükten sonra Remus'a çevirdi bakışlarını.

Oğlan girdiği transtan çıkarak aceleyle konuştu. "Leia." dedi Silena'ya bakarken.

Silena ismini duyar duymaz kocaman gülümseyerek ona döndü ve oturması için sandalyeyi çekti. Kız teşekkür ederek yanına kurulduğunda Silena önce Remus'a konunun kapanmadığını söyleyen bir bakış atıp Leia'ya geri döndü.

"Silena Jackson." diye tanıttı kendini. Elini ona uzattığında Leia soğuk bir tavırla sırıtmıştı. "Leia Reid."

Elini sıkmadan önüne dönünce Silena göz devirmemek için kendini sıktı, Sirius'a güvendiğine pişman olacak gibi duruyordu.

Kızın mavi kravatına bakarken dudaklarını büzmeden edemedi, olur da ne yapmaya çalıştıklarını anlarsa sonu pek iyi bitmeyebilirdi. Sonuca odaklanabilmek için biraz ondan uzağa kaydı ve boş kağıtların üzerinde duran kalemini yeniden eline aldı. Kitaplarını dersler dışında ayda yılda bir eline aldığından bu haftanın sonuna kadar bitirmesi gereken bir yığın ödevi vardı. Oflayarak kağıtlardan birini önüne çekti.

Kız gözlerini kütüphanede şöyle bir gezdirdikten sonra Remus'a baktı. "James nerede?"

"Bir kitap almak için gitti, birazdan gelir." diye yanıtladı Silena onu.

"Onunla konuşuyordum." dedi bir eliyle Remus'u işaret ederken.

Silena ağzına kadar gelen sözleri sakince yuttu ve cevap vermeden ödevlerine döndü, işleri berbat ederse geri dönüşü olmayacağını biliyordu. Birkaç saatliğine çenesini kapalı tutabilirdi herhalde.

AUGUST-JAMES POTTER [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now