sekiz

2.7K 249 25
                                    

"Sanırım her şey tamam." Silena, saklandığı ağacın arkasından başını çıkartarak arkadaşına baktı.

Sirius, ileriden baş parmağını kaldırarak onlara işaret verdiğinde birbirlerine bakarak sırıttılar.

"Şimdi tek yapmamız gereken Lily'yi beklemek." Silena olduğu yerde eğilerek ağacın dibine sindi, neredeyse bir saattir ayakta bekliyordu ve yorulmuştu.

James uzun zamandır Lily ile konuşamadığından ikisinin yollarını 'tesadüfen' kesiştirmek adına minik bir plan yapmışlardı. Lily'nin nasıl davranacağını görmek istiyorlardı, her zamanki gibi onu tersleyecek miydi yoksa tamamen beklemedikleri bir tepki mi verecekti? Hangisi yaşanırsa yaşansın James'in ondan vazgeçmeye niyeti yoktu, Snape'in bir şekilde onu kandırdığına inanıyordu. Sanki Lily kendi düşünemezmiş gibi.

Silena derin bir iç çekti.

Bir ay olmuştu. Bir aydır durmadan Lily'nin peşinden sürükleniyorlardı, defalarca kez randevuya çıkmış, çoğu haftasonunu okula geç döndüklerinden Filch'den saklanmak için oradan oraya koşuşturarak geçirmişlerdi. Silena, onun şimdiye kadar pes edeceğini düşündüğünden bulundukları noktaya inanamıyordu, günler beklediğinden de hızlı geçmişti.

Silena başını kaldırıp yola baktı ve gözleri Lily'nin kızıl saçlarını yakalayabilmek için boş olan arazide dolandı. Okula giden patikanın üzerinde küçük bir hareketlilik yakalayınca Sirius'la konuşan James'i kolundan tutarak aşağıya çekti.

"Geliyor, hazır mısın?" James ona dönerek başını salladığında ikisi de ayaklandı ve Sirius ağaçların arasına doğru ilerledi. Planın bu kısmı tamamen Remus'a aitti ve Silena'nın en sevdiği kısımdı.

"Biraz kızgın gözükürsen daha inandırıcı olacağına eminim."

"Tamam, tamam."

Silena kendini rolüne hazırlamak adına kaşlarını çattı. "Keşke hiç tanışmamış olsaydık!" Sesi o kadar yüksekti ki ormanın biraz ilerisinde duran Remus ile Peter bile duyabiliyordu onları.

James afalladı ve surat ifadesi tamamen ciddileşti. "Bu kadar basit bir şey için benden nefret edebildiğine inanamıyorum!"

Silena şaşırmış gibi yaparak ağzını açtı ve ona doğru bir adım atarak suratına yumruk attı. James yumruk değil de tokat beklediğinden gözleri şaşkınlıkla açıldı, elleri refleks olarak kanayan burnuna gittiğinde Silena gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu.

Arkasını dönüp kızgın bir ifadeyle Lily'nin yanından geçip gitmeden önce fısıldadı. "Üzgünüm,"

Yürürken kıza bakmadı bile. Ama hepsi biliyordu ki Lily yardıma ihtiyacı olan birini umursamadan yoluna devam edemezdi.

James'e doğru yürürken gözleri şaşkınlıkla açılmış, ağzı hafifçe aralanmıştı. Eliyle kanayan burnunu tutan oğlana yardım etmek için cebinden bir peçete çıkarttı ve ellerini çekmesini isteyerek peçeteyi nazikçe burnuna bastırdı. Çenesinden aşağıya damlamış kana bakarken suratını buruşturmadan edememişti.

Kısa bir süreliğine sessiz kaldılar ve Lily kanamanın durduğuna emin olunca peçeteyi yere atarak suratını kontrol etti.

"İyi misin?"

James gülümsemeye çalışarak başını salladı ama canı acıyordu. "Sorun yok, sadece bazen vahşi birine dönüşebiliyor." dedi gözlerini yola çevirirken.

Lily başını salladı. "Önemli bir şey miydi? Çok kızgın görünüyordu da."

James gözlerini kıstı. "Doğum gününü unuttum."

"Ne zamandı?"

"Geçen hafta, aslında hatırlayayım diye Sirius'a da söylemiştim ama o da unutmuş." Lily güldüğünde gözlerinin içi parladı, o fark etmeden önüne çevirdi bakışlarını. Onu gerçekten özlemişti, haftalardır sadece ders esnasında iki kez konuşma şansları olmuştu, o da önemsiz bir şeydi. Bu yüzden James arada yanlış bir karar verip vermediğini düşününüyordu, Silena ile çıkmıyorken bile daha çok iletişim halindelerdi. Gerçi genellikle James konuşuyordu ve Lily de onu ya görmezden geliyor ya da tersleyerek uzaklaşıp gidiyordu.

"Bence küçük bir hediyeyle halledilemeyecek bir şey değil, kızgın gözüküyordu ama geçeceğine eminim."

"Teşekkürler, Evans."

"Ne demek, her zaman." Lily gitmek üzereyken James onu nazikçe kolundan tutarak durdurdu ve kendisine döner dönmez elini çekti. Yanlış anlaşılmak istemiyordu.

"Senden özür dilemek istiyordum aslında, önceden yaşanan her şey için. Çocukça olduğu konusunda haklıydın."

Lily dudaklarını birbirine bastırarak başını salladı, James gerçekten sevebileceği birini bulduğu için mutluydu. Ona karşı hiçbir zaman hoşlanma gibi bir duygu hissetmemişti, James'e de bunu nazikçe anlatmak için çok çabalamıştı, duygularını incitmek istememişti. Ama Severus'a zorbalık yapmaya başladığında Lily'nin ister istemez söylediklerini kontrol edemediği de olmuştu, Severus'tan gerçekten hoşlanıyordu ve James'in bu şekilde onun kalbini kırmasını izlemek canını yakmıştı.

"Sorun değil, geldi geçti."

"Eğer siz de isterseniz beraber Üç Süpürge'ye gidebiliriz." dedi James kabul etmesini umarak, çifte randevu planın en zor kısmıydı, James Lily'nin tepkisini kestiremiyordu.

Lily kaşlarını kaldırdı. "Dördümüz mü?"

"Evet, hala arkadaşız değil mi?"

"Tabii, Severus'a da sormam gerek ama hoş karşılayacağına eminim. Silena kabul eder mi?"

James sırıtarak başını salladı. "Kendimi nasıl affettirebileceğimi çok iyi biliyorum."

"Öyleyse yarın öğleden sonra?"

"Yarın öğleden sonra." diye tekrar etti James onu.

Lily hoşçakal diyerek gitti ve Sirius ağaçların ardından çıktı.

"Vay be, beklediğimden iyi gitti."

James eliyle burnuna dokundu. "Ya, ne demezsin."

AUGUST-JAMES POTTER [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin