4: gerçekliği sorgulatacak yalanlar silsilesi

1K 132 129
                                    

afraid - day6 (sungjin's demo)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

afraid - day6 (sungjin's demo)

Siparişlerimiz geldikten sonra bana merakla bana Joohyuk'a çevirdim bakışlarımı. Pekala, işte başlıyoruz.

"Taehyung ve ben aynı ana okuluna gittik. Pek hatırlamıyorum aslında. Sadece küçüklük fotoğraflarımda falan var. O zaman bile iyi anlaşmazmışız, annem öyle diyor." dedim gülerek. Bir yandan da çayımı yudumluyordum. "Sürekli oyuncaklar için kavga eder, birbirimizin saçını çekermişiz. Evlerimiz de yakındı zaten, bundan dolayı olsa gerek sonrasında da liseye kadar aynı okulda okumuştuk farklı sınıflarda olsak da. O zamanlar pek muhattap olmuyorduk birbirimizle."

"Bir nevi çocukluk arkadaşısınız yani?"

"Pek sayılmaz. Arkadaş olduğumuz söylenemez yani. Biliyorsundur, babası iyi bir savcı. Zamanında okulumuza bağış falan yaptıkları için Taehyung her zaman göz önünde olurdu. Dersleri yerlerde olsa bile öğretmenler onu severlerdi. Zaten bu bölüme de babası sayesinde girdi diye tahmin ediyorum. O notlarla hukuk kazanması imkansızdı. Aklınca babasının yolundan gidiyor işte. "

Joohyuk bir yandan beni dinlerken bir yandan içeceğini içiyordu. Pipetle. Ses çıkararak.

Dikkatini başka yere ver Jimin, başka bir şeye odaklan. Hayır, takılma buna, düşünme...

"Lisede aynı sınıfa düştük. O zaman da birbirimizle uğraşıyorduk, bu kadar olmasa da. Ancak sonra bir şey oldu..."

"Ne gibi?"

Bombayı patlattım.

"Beni öptü."

Joohyuk deli gibi öksürmeye başladı. İçtiği şey boğazında kalmıştı belli ki şaşkınlıktan. Panikle hafif hafif sırtına vurdum. Önündeki içecekten bir yudum aldıktan sonra öksürükleri yavaşladı. Sonunda krizi bittiğinde kıpkırmızı bir suratla ve yaşarmış gözlerle bana bakıyordu. "Nasıl yani?" dedi zar zor konuşarak.

"Sen iyi misin?"

"Evet evet, devam et lütfen." Pek iyi gibi durmuyordu aslında ama yine de devam ettim. Kime bu hikayeyi anlatsam çok da farklı bir tepki vermiyorlardı.

"Birisinin doğum günü partisinde şişe çevirmeye oynuyorduk, klasik. Taehyung cesaret demişti ve iki yanında oturanlardan herhangi birini öpmesi gerekiyordu. Solunda gerçekten hiçbirimizin sevmediği, sessiz, garip bir çocuk, sağ tarafında ise ben vardım. Birbirimize gıcık olsak da beni öptü. Kısacıktı zaten. Sonra ben ona beni seçtiği için sinirlendim, o da ona karşılık verdiğim için falan filan. Yarı sarhoştuk zaten. Böyle uzadı gitti. Lisenin son senesinde okuldan ayrıldı, Fransa'ya gitti. Ondan kurtulduğumu düşünüyordum, ta ki üniversitenin ilk günü kampüste ona rastlayana dek. " Bakışlarım asla onda değildi. Kupanın dibindeki çay kalıntılarına dalmıştı gözlerim. Aklımda canlanmıştı beni öptüğü gün. Gerçi pek bir bulanıktı görüntüler ama yine de, hoş bir anı değildi. Hem de hiç.

there's something burning inside Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin