37: bir göz yaşı eşliğinde elveda

515 66 10
                                    

mikrokosmos - bts

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

mikrokosmos - bts

Son zamanlarda keyfim oldukça yerindeydi aslında. Uzun zamandır hissetmediğim kadar hafif, enerjik ve mutlu hissediyordum kendimi. Belki bunu etkileyen arkadaşlarım, ailem ve Taehyung'tu bilmiyorum ama keyfimin yerinde olması etrafımdakileri de mutlu ediyordu galiba. Nitekim şu geçtiğimiz son birkaç günde arkadaşlarım ile birlikte oldukça eğlenmiştik.

Doğrum günümün üstünden iki gün geçmişti. O gün Taehyung ve Jungkook ile paintballa gitmiş ve çok eğlenmiştik. Ertesi gün Seokjin hyung, Jungkook, Ryujin ve Taehyung ile birlikte yemek yemiştik. Gece Ryujin'in evinde twister oynayarak bitmişti ve karnıma gülmekten kramplar girmişti.

Bugün ise sakin bir gündü benim, bizim için. Taehyung'un sabaha karşı uçağı vardı ve ben bu sefer uyumamak için ant içmiştim. Gün boyu bilgisayar oyunları oynamak dışında bir şey yapmadığımız için yorulmamıştım, doğal olarak uykum da yoktu. Pekala, balkona çıkıp oturmadan önce sevişmiştik ama yine de enerjik hissediyordum kendimi.

Alkolle ilgili olan tedavimi bitirmek üzereydim. Ayrıca terapiye başlamıştım kısa bir süre ve terapistim evde alınan birkaç damla alkolün bana sıkıntı yaratmayacağını söylemişti. Bu yüzden Taehyung ile birlikte balkona çıkmış, ince bir pikenin altında alkol oranı düşük bir şarap içiyorduk.

"Jimin."

"Hm?"

"Mezun olunca.. Yapmak istediğin şeyler var mı?"

"Bilmem," Omuz silktim. "İş hayatına atılmadan önce muhtemelen bir ara veririm. Dansa odaklanmak istiyorum, en büyük önceliğim bu."

"Umarım dans ettiğini görebilirim bir gün."

"Sana özel gösteri bile hazırlarım hayatım, ayıpsın."

Güldü dediklerime. "Kucak dansı da içeriyor mu bu program?"

"Benden çok şey bekliyorsun."

Bir şey demeden şarabından ufak bir yudum daha aldı. Ben daha ilk kadehimin yarısına gelmiştim ama o ikinci kadehe geçmişti bile. Yanakları al al olmuştu, gerçekten sevimli gözüküyordu. Böyle olduğu zaman onu sıkıp sıkıp sevesim geliyordu.

"Senin planın ne?" diye sordum.

"Aslında biliyor musun? Ben de bilmiyorum. Okumaya devam ederim herhalde. Yüksek lisans falan."

"Paris'te kalacaksın o zaman."

"İnan bana şu an en ufak bir şey bilmiyorum ve gerçekten düşünmek istemiyorum."

there's something burning inside Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin