Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
day6 - hurt road
"Vay vay vay. Kimleri görüyorum? Park Jimin, uzun zaman oldu." Hah, ben de bunu uzun zamandır görmüyorum etrafta diye düşünüyordum.
"Joohyuk?"
"Ya... Hayatını düzene soktun mu benimkini kararttıktan sonra?"
Yüzüme alaycı bir gülümseme oturttum. "Düzenim hep yerindeydi, aslına bakarsan çol daha iyi oldu her şey, sağol."
Göz ucuyla önümdeki iki biraya baktı. "Ooo, randevudayız galiba. Kim bu şanssız erkek? Gelsin de söyleyeyim ne çeşit bir manyak olduğunu."
"Tüh, keşke yanımda uno kartlarım olsaydı. Güzel bir reverse kartı hak ettin."
"Bana bak-" Yumruklarını sıkarken birden duyduğumuz sesle ikimiz de o tarafa döndük. "Geldim- Joohyuk?"
Joohyuk bu sefer tekrardan bana döndü. "Vaay, kedi köpek ikilisi date'e çıkmış. O da mı kurguydu yoksa?" Tekrardan Taehyung'a döndü. Gerçekten sinirden gözü dönmüş gibi duruyordu. "Ne oldu başka sikecek erkek mi bula-" Taehyung öne atılıp onu bileğinden tuttu ve kolunu arkaya doğru büktü. Bununla birlikte Joohyuk da acıyla inlemişti. "Düzgün konuş lan."
"Niye? Ne oldu da bu psikopatla birliktesin? Önce bana yaklaştı, sonra da her şeyi maffetti. Bence sana da öyle yapıyor. Böylelerini sikmekt-"
Taehyung onun kolunu biraz daha büktü. Sonra da her bir kelimeyi teker teker bastırarak söyledi. "Sevgilim hakkında düzgün konuş dedim."
Sevgilim dedi.
"Taehyung," araya girdim. Az kalsın kırıyordu kolunu. "Bırak ben halledeyim." Taehyung kolunu bıraktığında yakalarından yakaladım onu. "Özür dileyeceğine yaptıklarına bak. Gelmiş bir de utanmadan ettiğin laflara bak. Yazık. Sana acıyorum, zavallı adamın tekisin," Ellerimi üstünden çekip ittirdim onu kendimden. "Bir daha karşıma çıkma."
Karşımda şaşkınlıkla bana bakarken dönüp Taehyung'un elini tuttum. "Gidelim." Kapıya yöneldiğim sırada Taehyung bir anda geri döndü ve karnına bir tane geçirdi. Etrafımızdaki insanlar bize şokla bakarken,Joohyuk acıyla inledi. O sırada da Taehyung bizi dışarı sürükledi. Kırmızıydı yüzü. Dışarı çıktığımız anda yerdeki bir çakıl taşını tekmeledi. "Ya neler diyor bu pezevenk ya!" Ellerini saçlarından geçirdikten sonra sağa sola birkaç adım attı. "Yok, ben bu adamı boğarım." Tekrardan kapıya yöneldiğinde kolundan tutup çektim. "Taehyung, onun istediği de bu zaten, kavga çıkarmak. Gidelim."
"Yaptıkları yetmiyormuş gibi bir de gelip saçma sapan konuşuyor ya ben deli oluyorum."
