24: dünyanın en hızlı ayrılıp barışan çifti ödülü

812 109 39
                                    

doja cat - woman

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

doja cat - woman

"Gelmen çok uzun sürdü." dedim kapıyı ardı ardına çalan erkek arkadaşıma. Elindeki paketi bana verdiği sırada ayakkabılarını çıkarmakla meşguldü.

"Yine kapıyı suratıma kapatmayacaksın, değil mi?"

"Uff kapa çeneni. Zaten sinirliyim."

"Eczaneye uğradım," Doğrulup kapıyı kapattıktan sonra elimdeki paketi gösterdi. "İçine koydum aldıklarımı, gel gözünün durumuna bakalım."

Henüz nasıl korkunç bir halde olduğunu görmemişti çünkü evin içinde güneş gözlüğü takıyordum. Evet, tamam olabilir yani. Gözüm ışığa hassastı biraz ve acıyordu aslında. Güneş gözlüğü takmaya gerek var mıydı? Hayır. Drama queen olmaktan zevk alıyor muyum? Kesinlikle.

Poşeti önce mutfağa götürdüm ve içindekileri çıkardım. Kahve dışında atıştırmalık bir şeyler de almıştı. Eczaneden aldıklarını alıp salona geri döndüm.

"Gel bakalım." dedi yanını patpatlayarak.

"Var ya senden nefret ediyorum." Kendimi koltuğa bırakıverdim. Hiç keyfim yoktu. Hem de hiç. Uzanıp gözlüklerimi çıkardı ve yüzündeki o şok dalgasının yayılışını an ve an görmüştüm. "Oha." Dün, Taehyung'un müthiş fikri üzerine mekana geri dönmüştük. Hesaba katmadığımız şeyse Joohyuk'un oraya beş arkadaşıyla daha gelmesiydi. Sonuç olarak kavgaya karışık, mekandan atıldık. İki kişi olmamıza rağmen çok fena değildik aslında. Dayak yemiştik tabii ama onlar da hafif kurtulmamışlardı. Tabii Taehyung adama vuracağım derken gözüme bütün gücüyle geçirmeseydi.

"Ya oha tabi! Suçlusu sensin sen!"

"Tanrım Jimin- ben isteyerek yapmadım. Doktora gitmek ister misin? Canın yanıyor mu? Elbette yanıyordur sorduğun soruya bak Kim Taehyung." Yalan yok, paniklemesini izlemek epey zevk vericiydi.

"Çok acıyor." diye mızmızlandım bilerek. Biraz işkenceyi hak ediyordu.

Kayarak daha da yaklaştı vücuduma ve gözümün hemen altına tüy hafifliğinde bir öpücük kondurdu. Neredeyse hissetmemiştim bile. "Buz koydun mu?"

"Koydum."

"Biraz daha koyalım, şişliğin inmesi gerek. İnanamıyorum, çok üzgünüm." Yüzündeki ifade ne kadar kötü hissettiğini belli ediyordu aslında. Yine de sinirli miydim hala? Evet. "Ay bir de bilerek yapsaydın. Manyak herif, yediğim tek ağır darbe erkek arkadaşımdan geldi ya. Ben bu gerçeği atlatamıyorum."

there's something burning inside Where stories live. Discover now