26: müzik olmayınca disko topu ne işe yarar ki?

719 92 34
                                    

could cry just thinkin about you - troye sivan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

could cry just thinkin about you - troye sivan

Sabah oldukça geç bir saatte uyanmıştım. Bir süredir erken kalkmaya kendimi alıştırdığımdan bu biraz garip gelmişti bana. Normalde olsa sıcaktan çoktan uyanmış olurdum ama dün gece biraz, tamam baya, içmiştim. Gece yatağa geldiğimde saat muhtemelen sabahın beşiydi. Nitekim uyandığımda da başıma saplanan o ağrı dün geceyi hatırlatır nitelikteydi.

Lise arkadaşlarımla bir bara gidip içmiştik gece boyunca. Hiç planlarım arasında yoktu oysaki. Eğlenmiştik, kötü geçmemişti. Bu akşam da başka bir  yere gitmek için sözleşmiştik bu yüzden.

Kendimi yataktan attıktan sonra pencereyi açtım. İçeri dolan sıcak ve temiz hava içimi titretmişti. Odamdan çıkarak aşağı kata indim yavaşça. "Günaydın, uyanabildin sonunda." diye seslendi annem mutfaktan.

"Günaydın," Mırıldanarak saçlarımı karıştırdım. "Babam çıktı mı?"

"Bahçede. Bir şeyler atıştıracak mısın?"

"Sonra yerim." Bahçeye açılan arka kapıdan çıkarak kendimi dışarı attım. Babam bahçeye bir şeyler ekmekle meşguldü. "Günaydın ihtiyar."

"Günaydın eşek sıpası."

Yanına çöktüm yavaşça ve yaptığı şeyi izlemeye başladım. Salatalıklarla uğraşıyordu. "Yardım ister misin?"

"Aman yok, salatalıklarım çürür şimdi."

"Baba ya..." Sitemime karşı gülmekle yetindi.

Evet evet biliyorum, bütün huylarımı babamdan almışım.

"İçki kokuyorsun, git duş falan al."

"Yalancı."

"Hayır yani gencecik yaşında niye bu kadar içiyorsun ki? Ben bile içmiyorum senin kadar."

"Baba senin karaciğer problemlerin var, hiç içmemen gerekiyor." Kenarda duran boş plastik kovayı ters çevirerek üstüne oturdum. Bacaklarım ağrımıştı.

"Konuyu değiştirme."

Tam cevap vereceğim sırada cebime attığım telefon çalmaya başladığında dikkatim dağıldı. "Kim?" diye sordu babam. Taehyung arıyordu elbette, ancak bu sefer görüntülü aramıştı.

"A-arkadaşım, bir saniye."

Babam gülmeye başladığında aramayı cevapladım ve oradan uzaklaşarak iki ağaç arasına asılı hamağa doğru yürümeye başaldım. "Alo?"

there's something burning inside Where stories live. Discover now