27. Bölüm

2.6K 104 34
                                    

Masaya yaklaştığımızda, Doruk omuzlarımı tutup sarstı. Yüzünde kocaman bir sırıtma vardı. Eğlendiğim için eğlenmiş, mutluluğum onu mutlu etmişti. Doruk'a gülümseyip, yanındaki yerimi aldım. Yanağımdan bir makas aldı.

"İşte benim kızım be. Tanrı seni sahnelerin tozunu yuttur diye yaratmış." dedi coşkulu bir sesle.

"Abartma Doruk." dedim gülerek. Ömer'e başımla selam verdiğimde, karşılık olarak o da sadece baş selamı vermişti. Merve'yle siyaset konuları hakkında tartışıyorlardı.

"Sen abartılacak bir detaysın yavrum." dediğinde, yüzümü buruşturdum. Doruk'un dudaklarına parmaklarımı bastırdım.

"Sus artık Allah'ın cezası adam." dediğimde, dudaklarının üzerindeki parmağımı ısırmak için ağzını araladı. Parmaklarımı o ısırmadan geri çektim.

"Canım ne zaman isterse o zaman susarım." dedi ve sırıtarak birasını içmeye devam etti. Emir'in gözlerinin ağırlığını üzerimde hissettiğimde, bakışlarımı ona çevirdim. Bakışını yakalamamla mahçup bir şekilde gülümsedi. Gülümseyişi sahiciydi.

"Doruk'un söylediklerine katılacağımı düşünmezdim ama haklı. Sahneye renk kattın." diyen ses tonu nazik ve toktu. Gülümsedim.

"Teşekkür ederim."

"Ayy evet. Uyumumuza bayıldım. Ay nolur artık sık sık gel yanımıza. Beraber takılırız." dedi Merve. Ona bakarak gülümsedim. Gülümsemek bulaşıcı mıydı? Samimi gülüşler bulaşıcıydı.

"Evet olur. Ben de çok eğlendim." dedikten sonra, Merve'nin uzattığı bira şişesini kendi bira şişemle tokuşturdum.

"O zaman buna içilir." dedi ve herkesi şişeleri kafaya dikmesi için yönlendirdi.

"Sefil hayatına renk katacağımı söylemiştim." dedi gülerek Doruk.

"Sefil hayatıma renk kattığın için teşekkürler, Dorki." deyip, şişemi şişesiyle tokuşturdum. Bira şişelerinin sayısı arttıkça tuvalet ihtiyaçları çoğalmıştı. Dördüncü biramdan sonra tuvalete gitmek için tabureden kalktığımda başım hafifçe dönüyordu. Bacaklarımdaki uyuşukluğu bastırmaya çalışarak lavaboya doğru ilerledim. Lavabo sırasına şöyle bir bakıp iç çektiğimde, puslu aynadaki yansımada arkamdaki uzun boylu kişiyi seçtim. Omzumun üzerinden Ömer'e baktım.

"Sesin iyiymiş." dediğinde, şaşırmıştım. Benimle iletişim kurmasını nedenini bilmediğim bir şekilde garipsiyordum.

"Teşekkürler." dediğimde, çekik gözlerini bir süre gözlerimde tuttu.

"Eve ilk tanıştığımız zaman sen ve arkadaşına gereksiz yere çıkışmıştım. O gün için üzgünüm. Öküzlük ettim." dediğinde, bahsettiği anı hatırladım.

"Tam bir öküz gibiydin, evet." dedim ve gülümsedim. "Özrün kabul edildi."

"Pekala." dedi ve sessizliğini yeniden sırtına geçirdi.

Tuvalete girip çıktığımda, Ömer ortalıkta yoktu. Yukarıya çıktığımda masadaydı. Emir'in gözleri beni süzerken Doruk ayağa kalkmış, hazırlanmıştı.

"Artık eve dönme zamanı." dedi ve sırt çantamı eline aldı.

"Tanıştığıma çok memnun oldum. En kısa zamanda görüşmek üzere." diyerek masadakilerle vedalaşıp, mekandan ayrıldık.

*

KAKTÜS/ Texting | TamamlandıDove le storie prendono vita. Scoprilo ora