40.Bölüm

177 24 29
                                    

Çantamı alıp, evden çıktığım sırada üst kattan gelen adım seslerini duymamla adımlarımı hızlandırdım. Merdivenleri hızla inmeye çalışmama rağmen Ömer'in uzun ve büyük adımları sayesinde hemen dibimde bitmişti.  Kulaklığımı takmaya çalışırken benimle aynı basamakta inmeye başladı. Adımlarını bilinçli bir şekilde yavaşlatıyor, benimle beraber iniyordu merdivenlerden. Düğüm düğüm olan kulaklıkla savaşımı nihayet bitirip, müziği açtığımda apartmanın çıkışına gelmiştim.  Apartmanın ağır, demir kapısını kendime doğru çekmek için elimi uzattığımda, Ömer benim yerime çekti. Gözlerimi ona çevirdim ve hafifçe zoraki bir şekilde gülümsedim. Yüzümdeki ifadeye bakıp, dudaklarını ısırdı. Kaşları da hafif çatıktı.

'' Günaydın,'' dediğinde sesi imalıydı. 

''Günaydın.'' dedim ve benim için açtığı kapıdan çıktım. Kulaklığın tekini kulağımdan sarkıtıp, müziğimi dinlemeye devam ettim. Adımlarımı hızlandırıp, bana doğru gelen Misket'e aldırış etmemeye çalıştım. Ama tam karşımda durdu. Koca pembe dilini dışarıya sarkıtıp, kuyruğunu sallayarak bal rengi gözlerini bana dikti. Beni sev şeklinde yalvaran gözlerine dayanamayıp, eğilip başını okşadım.  Yumuşak tüyleri parmaklarımın arasından kayıp gidiyordu. Biraz daha sevdikten sonra doğruldum. Bu süre zarfında Ömer yanımda durmaya devam etmişti.  Köpeğinin başını okşayıp, bir süre onunla oynadı. Ben o esnada çoktan apartmanın kapısından çıkmıştım. Misket'in arkamdan havlamalarını duyabiliyordum.  Dolu Kadehi Ters Tut grubunun müziği eşliğinde yoluma hızlı bir şekilde devam ettim. Bir süre sonra Ömer bana yetişmişti. Karşıma geçip üstten bakışlarını bana diktiğinde, çekingen bir ifadeyle ona baktım. Yüzünde alaycı bir ifade oluştu.

''Alt tarafı senden hoşlandığımı söyledim. Benden kaçamazsın.'' dediğinde, sesi bir bıçak kadar keskindi. Yüzündeki alaycı ifadeye rağmen oldukça gergin bir havası vardı.

''Senden kaçmıyorum.'' dedim kaşlarımı çatarak.

''Bana öyle gelmiyor.'' dediğinde, ses tonundaki keskinlik çok netti. ''Her neyse. Kaçmıyorsun. kesinlikle.'' diye devam etti kelimelerin üstüne basa basa. 

''Yolun ortasında durmasak daha iyi olur. Dikkat çekiyoruz.'' dediğimde, yolumdan çekildi ve yürümeme müsaade etti. '' Senden kaçmama neden olacak bir durum yok. Sadece biraz düşünmeye ihtiyacım vardı. Bence şu an bir şeyler yaşamamız doğru değil. Özellikle birbirimizi pek tanımadan.''

'' Bende sana evlenelim demedim ki kızım yani. Tanışacağız işte. Bir anda nikah dairesine gitmeyeceğiz. '' 

''Bence arkadaş olarak devam etmemiz daha iyi olur.'' dediğimde, arkadaş kelimesine bilerek vurgu yapmıştım.

''Tamam arkadaşım. O zaman akşam çocuklarla bowlinge gideceğiz. Sende gel, arkadaşım.'' dediğinde, tıpkı benim gibi vurguluyordu. Sesinden ise bu durum hoşuna gitmiş gibi görünüyordu. 

''Bizimkilere de sorayım uygunlarsa gelirim arkadaşım.'' dediğim esnada dengemi kaybettim. Ayağımın alrına takılan taşı fark etmedim. Neredeyse düşmek üzereyken Ömer belimden yakaladı. Sıcak elinin karnımın etrafında oluşunu bilmek, kalp atışlarımı hızlandırdı.

"Önüne baksan iyi olur arkadaşım." dediğinde, sesi oldukça keyifli.

"Dikkatimi dağıtmasaydın böyle bir şey yaşanmazdı." dediğim an dilimi eşek arıları soksaydı diye düşündüm.

"Varlığım dikkatini dağıtıyor yani. Kalbin falan da hızlanıyor mu bari? Karnında kelebek etkisi de hissediyor musun?" diye sordu alaycı bir tavırla ve beni serbest bıraktı. Kendimi geri çekip, derin bir nefes aldım.

"Bunlar sana oluyor galiba, yaşıyormuş gibi bir halin var. Ufak bir temasta bunları hissediyorsan seni öpsem uçarsın herhalde." dediğimde, dilimin gerçekten kopmasını istedim. Yüzümün pancar gibi kızarması onun şaşkın bakışlarını ardından gülmeye başlayan yüzüyle iyice kızardı.

"Bak o konuda çok haklısın." dedi keyifle.

Hiçbir şey söylemeden yürümeye devam ettiğimde yüzüm hala kırmızıydı. O ise ıslık çalarak benim adımlarıma uygun bir yavaşlıkla yürüyordu. Okula yaklaştığımızda arkadaşlarının yanına doğru gitmeden hemen önce bana doğru döndü. Elini yüzüme doğru uzattığında, kaşlarımı çatarak geri çekildim. Aldırmadı ve yüzüme düşen bir perçemi kulağımın arkasına itti.

"Akşam görüşürüz," dedi ve gözlerimin içine baktı. Gözlerinin içi gülüyordu. "Arkadaşım."


KAKTÜS/ Texting | TamamlandıWhere stories live. Discover now