19.Bölüm

2.7K 107 39
                                    

Ali'yi itip, yanağına tokadımı patlattığımda, başı yana düştü. Sinirden elim ayağım titriyordu. Ona bir kez daha vurdum. Sonra bir kez daha. Göğsüne yumruklarımı indirmeye başladığımda, kollarıyla beni sardı. Onu sertçe ittim.

"Neden işleri iyice çıkılmaz hale getiriyorsun? Senden nefret etmeye çalışmaktan, bir sürü neden olmasına rağmen nefret edememekten yoruldum. Benim sevgim bize fazla Ali. Sen beni hak etmiyorsun."

"Hicran..."

"Konuşma! Konuşacak neyin var? Ne diyebilirsin? Uçkurun uğruna düştüğümüz hale bak!" Sinirden akan gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.

"Seni sevmiştim ya! Seni harbiden sevmiştim! İçine ettin seni sevişimin! Sevgime acıyorum."

Hiçbir şey demeden öylece beni izliyordu. Yüzünde büyük bir keder, konuşacak tek bir kelimesi yoktu.

"O kaşarın ne mal olduğunu gayet iyi biliyorum. Ve bu yediğin halt için onu suçlamıyorum. Çünkü zaten karakteri belli. Ama sen? Sen nasıl böyle biri oldun ya? Benim kafam almıyor! Allah belanı versin."

"Veriyor zaten." dedi çaresiz bir sesle.

"Daha beter ol." dedim hiç acımadan.

"Beterim zaten." diyen sesi acı doluydu.

"Geber Ali, geber!" diye haykırdım.

"Geberiyorum zaten!" Yüzünde can çekişiyor gibi bir ifade vardı.

"Asla mutlu olma, asla!" diye hiddetle bağırdım.

Daha fazla bir şey söylemeden oradan hızla uzaklaşıp, kendimi evime attım.

Buse

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Buse

KAKTÜS/ Texting | TamamlandıWhere stories live. Discover now