34. Bölüm

1.9K 87 36
                                    

Doruk, Emir, Eda, Merve ve Ömer'den oluşan bir masadaydık. Masadaki herkesin kıyafeti siyahlar içindeyken ben sarı bir gömlek giymeyi tercih etmiştim. Ve kendimi inanılmaz renkli hissetmeme neden olmuştu. Kara kuzuların arasında kalan bir civciv gibiydim. Eda'nın ısrarlarına uyup siyah giymediğime şu an pişmandım.

Biramdan bir yudum alıp, Doruk ve Merve'nin yaptığı burç yorumunu dinlemeye başladım. İkizler ve Aslan burcu hakkında tartışıyorlardı. Doruk bir aslandı. Merve aslan burçlarının egolu, kendini beğenmiş ve deli olduklarını söylüyordu. Doruk ise ikizler burcunun iki yüzlü, dengesiz ve güvenilmez olduğunu söylüyordu. Merve'nin yüzü öfkeden kızarmıştı. Doruk ise çok rahat bir şekilde onu bozup duruyordu.

"Birazdan motor yarışı izleyeceğiz siz burçlarınızı mı tartışıyorsunuz?" dedi Eda ikisine de anlamsız bakışlar atarak. Ömer ve Emir ise motorlarla ilgili koyu bir sohbete dalmışlardı. Ömer'in bakışları bana döndü. Parmakları bira şişesinin üzerinde ritim tutuyordu. Ritimleri yavaşlattı. Bakışları garipti. Ya da ben garip hissediyordum. Anlam veremiyordum ama bunlar yabancı hisler değildi.

"Tamam en yırtık senin burcun. Yeter sus artık be adam." Eda masadaki çerezlerden Doruk'a fırlattı.

"Ayy cidden seninle laf dalışına girilmezmiş. Siz nasıl dayanıyorsunuz buna? Aşırı gıcık birisin. Aşırı, aşırı, aşırı." Merve Doruk'a ölümcül bakışlar atıyordu.

"Sevmediklerime öyleyim ondandır sinsirella."

"Yarış başlıyor. Hadi çıkalım." dedi Emir ve bardan çıktık.

Tıpkı bir film sahnesi gibiydi. 15 motorcu hazır olda bekliyordu. Hemen ileride duran şortlu esmer kız düdüğü çaldı. Aynı anda bütün motorlar hızla ileri atıldı. Ve yarış başladı. Sokak lambası ve led ışıklarla aydınlanan yolun güzelliği karşısında kendimi büyülenmiş hissediyordum.

Motorcular etrafımızda halka oluştururak tur atmaya başladılar. Aralarında olan mesafeye rağmen sanki her an bir kaza olacakmış gibi geliyordu. Kırmızı motoru olan adam açık ara önde gidiyordu. 5 tur attıktan sonra araç yoluna girdiler ve barın arka kısmında bulunan sinema perdesinden izlemeye devam ettik. Drone yardımıyla motorcuları çekiyorlardı. Kırmızı motorlu adama çarpıp motorun takla atmasıyla lacivert motoru olan kişi öne geçti. Korkuyla ağzım açık kaldı. Ama yardım ekibi olan motorcular hemen adamın motorunu düzeltti. Lacivert motorcu hızla öne geçmişti. Ve diğerleriyle arasında ciddi bir mesafe bırakarak yarışı kazandı. Adam kaskını çıkarıp uzun saçlarını salladı. Onu izleyen ve tebrik  eden kalabalığı selamlayıp bardan içeri girdi. Diğerleri de hemen arkasından gelmişti.

İçeriye geri döndüğümüzdr, Ömer hemen yanımdaki sandalyeye oturmuştu. Bu yakınlığı Eda'nın sinsi bakışlarını yüzüme dikmesine neden oldu elbette. Bıyık altından gülerken çaktırmadan olumlu anlamında bir el işareti yaptı. Onu öldürmek istiyordum.

"Ömer, Duru ne zaman dönüyor İstanbul'a?" diye soran Merve'yle bütün dikkatim onlara yoğunlaştı. Kimdi bu Duru? Eda'yla göz göze geldiğimizde meraklı gözlerinde aynı soru vardı. Ömer derin bir sessizliğe gömülmüştü. Sonunda cevap verdi.

"Bilmiyorum. Ayrıldık." dedi umursamaz bir ses tonuyla. Bakışlarımı inatla Merve'nin yüzüne dikmiştim. Ömer'e bakmaya çekiniyordum. Şaşkın ifadesi daha da meraklanmama neden oluyordu.

"Ayrıldınız mı? Ciddi misin? Neden ki?"

"Öyle gerekti."

"Üzüldüm güzel bir ilişkiniz vardı." dediğinde, içimde bir kıskançlık hissettim. Biramdan bir yudum alarak aklımda oluşan yüzlerce soruyu bir kenara itmeye çalıştım.

KAKTÜS/ Texting | TamamlandıOnde histórias criam vida. Descubra agora