7⭕️

224 50 28
                                    

Müthiş bir duygu içindeyim.

Sanki, sanki her yer okyanus gibi kokuyor. Gözlerim kapalı. Açmak istemiyorum, zaten açamıyorum da. Ilık ve yumuşak rüzgar tenimi okşarken, kuşların itina ile söyledikleri şarkılarındaki ritimlere eşlik ediyor ayaklarım. Ayaklarım demişken, uzanmış yatıyorum. Yer biraz nemli gibi sanki. Sırtımda hafif ıslaklık hissediyorum ama bu ılık bir sıvı, rahatsız etmekten çok rahatlatıyor.

Ellerim göğsümün altına bağlanmış ve birbirine kenetlenmiş halde yatıyorum. Hâlâ gözlerim kapalı. Kirpiklerim hareket ediyor bir de ayaklarım, bunların dışında bütün vücudum uyuşmuş gibi. Ama mutluyum, çok mutlu. Sebebini bilmediğim mutluluk ile coşuyor içim. Dudaklarımda sürekli bir tebessüm hali var, ve sonra bir anda onu hissediyorum.

O yumuşacık eli omzumdan başlayarak bileklerime, sonra da elime doğru ilerliyor. Öyle narin dokunuşları var ki tüy kadar hafif, pamuk kadar yumuşak. Elleri ellerime değdiğinde içimde bir kıpırtı oluşuyor. Parmaklarını açarak parmaklarıma geçiriyor.
Aslında ben benim, ancak sanki vücûd benim değilmiş gibime geliyor. Kapalı gözlerime değen güneş ışığı mütiş bir duygu oluşturuyor. Bu an hiç bitmesin istiyorum.

Bu arada başım! Başım yumuşak bir şeyin üstünde duruyor. Nihayet ellerimi çözüp yavaşça başımın altına götürüyorum. Bu birinin bacağı. Evet birisinin dizinin üstünde başım. Bu diz muhtemelen omzumu okşayan elin sahibine ait. Hiç ama hiç korkmuyorum. İçim huzurla dolu. Ancak gözlerimi açıp baksaydım iyi olurdu diye düşünürken, alnımda bir sıcaklık hissediyorum. Aynı kişi alnıma küçük bir buse kondurduktan sonra saçlarımı okşamaya başlıyor ve eline aldığı birkaç tutam saçımı nazikçe kokluyor. Bunlar öyle itina öyle istekle yapılıyor ki her hareketine kalbim ritim tutuyor. Beni fazlasıyla etkiliyor. Ve yüzümden tebessüm hiç eksilmiyor.

Öyle güzel bir duygu içindeydim ki, gerçek olmayacak kadar güzel.

Sonra birden hava soğuyor, çok soğuyor! Önce kollarım sonra vücudum garip bir şekilde üşüyor. O kişi kolları ile beni sarmalamasa da üşümeye devam ediyorum. Yer çok soğuk üşüyorum. Çok üşüyorum. Artık beni sarmalayan ellerde çok soğuk. Gözlerimi açmak için zorluyorum olmuyor. Bir defa daha zorluyorum, yine yapamıyorum, üçüncü defasında çok az açılan gözlerim direkt ona gidiyor. Ona, o, ona!

Dizinde yattığım kişi Dejavu! Evet Dejavu'nun ta kendisi. Ama bakışları hareketleri Dejavu gibi değil! Sanki beni yıllardır tanıyormuş ve ben, ben onun ...
Hâlâ bana tatlı tatlı gülümseyerek bakıyor. O zaman beni öpen, okşayan kişi Dejavu muydu? Üstelik onun dizinde yatmaktayım. Narin ve şefkat dolu sesine uyumlu aşk dolu gözleri ile bana bir şeyler fısıldıyor.

"Ben her zaman senin yanındayım."

Sonra bir şeyler daha ekliyor ancak sesi öyle kalınlaşıyor ki anlamıyorum. Kalınlaşıyor ve korkunç bir hal alıyor. Etraf kararıyor. Aniden Dejavu'nun görüntüsü siliniyor bir gelip bir gidiyor. Ve yerini Tarık bey alıyor. Onun görüntüsü ile Dejavu birbirine karışıyor. En son Tarık bey oluyor.

Ve sonunda yine acı, bıkkınlık ve umutsuzluk dolu bir çift göz kalıyor. Onu, yani Tarık beyi ilk kez böyle yakından görüyorum.

Dejavu'nun aynısı. Tabi eğer mor dudaklar, şiş gözler, derin alın çizgileri ve saçı sakalına karışmış bu zavallı halini saymazsak!

Şimdi ben ve Tarık bey göz gözeyiz. O da yavaşça ellerini kaldırıyor. Sakince izliyorum. Yukarı kalkan bir elini diğeri izliyor ve iki eli de bana yaklaşıyor. Sonuçta Tarık bey ile Dejavu aynı kişi, aynı şeylerin tekrarlanacağını düşünüp gözlerimi kapatıyorum.

Bekliyorum, bekliyorum ve tam olarak boğazımda bir çift el hissediyorum. Hızla gözlerimi açıp baktığımda kıpkırmızı olmuş gözleri ile dişlerini sıkan Tarık beyin beni boğduğunu görüyorum. Nefes alamıyorum. Boğuluyorum. Gözlerimi sonuna kadar açmış gözlerine bakakalmışken yaş dolu gözlerinden bir damlası gözüme damlıyor. Tuzlu sıcak damlanın etkisi ile hızla kapanan gözlerimi tekrar açamıyorum...

MİLYONDA BİRNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ