"Kaçarız abi ne olmuş yani?" dedim yüzüncü kez falan.
"Saçmalama Feza'm, anneni görmedin mi? Kadın gözlerinin içine bakıyordu onlarla yaşaman için."
"Haklısın ama senden ayrılmak istemiyorum, yeni kişilere de gelemem bilmiyorsun sanki." dedim.
Güya bu konuyu olgunlukla karşılayacaktım. Birkaç gün önce biyolojik annem ve babam gelmişti. DNA testi yaptırmak istemişlerdi. Yanlarında da benim yaşımda bir kız vardı. Çocuklar karışmış. Her neyse işte birazdan da onlarla buluşacaktım. Bu konuyu konuşmak için. Çünkü ben testin sonucunu öğrenince abime yalvarmıştım oradan kaçmak için. Eee ne demişler "Katlanamıyorsan topukla." Lan güzel grup ismi olurdu ha bundan. Sevdim.
Geç kalmak, bir şeylerin olduğundan geç gerçekleşmesi benim kaderimdi sanırım. Çünkü abimle de 15 yaşında tanışmıştım. Babam sandığım heriften kaçmış ve onunla karşılaşmıştım. Beni bilmiyormuş, ben de onu bilmiyordum. Biraz zor olsa da birbirimize bağımlı olmuştuk. O benim annem, babam, sevgilim, en yakın arkadaşım, her şeyim olmuştu. Yani ne gerek vardı şimdi anne, babaya. Aile denen şey çok abartılıyordu.
"Bak gün ışığım. Gidip bir yerde oturup konuşacaksınız sadece. Ben de yanında olacağım. Hazırlan artık hadi. İstemediğin hiçbir şey olmayacak tamam mı?" dedi abim. Onu onaylayıp odama çıktım.
Normal giyindim işte eşofman ve sweat. Çok iyi. Modaya yön veriyorum yine. Ulan çok gergindim anksiyete n'aber yavrum? Şimdi hiç sırası değil bilesin.
Uzun zamandır ilaç da almıyorum. Onu geç ilacın yerini bile bilmiyordum. Şöyle ki liseden sonra psikoloğa gitmeye başlamıştım. Başıma gelen bir olay yüzünden kalabalığa çıkmak, insanlarla görüşmek, sohbet etmek zulüm gibi geliyordu. Kalabalık ortamlarda duramıyordum. Ellerim titriyor, nefesim daralıyor, dünyam dönüyordu. Bunları ve birkaç şeyi daha anlattığımda psikoloğum terapi için randevu ayarlayıp ilaç yazmıştı. Sağ olsun ilk aldığında miden bulanabilir demeyi eklemişti.
Ben de pek sallamamıştım. Yılbaşı gecesi başladım ilaçlara. Ulan o nasıl bir ilaçsa uyuyabilmem içindi ama bu kadar da işe yarama be kardeşim. Bak Parol'a hiç işe yarıyor mu? Neyse bunu ilk içtim saat daha 23.00 uyudum. YILBAŞINDA! Arkadaşlarım beni 00.00'da kaldırıp ondan geriye saydırıp geri uyutmuştu. 17 saat uyumuştum. Her neyse.
Odamdan çıkıp abimin yanına gittim. Aşağı indik arabaya bindik. Bir şey demem faydasızdı yine aynı şeyleri söyleyecekti muhtemelen. Duygusal konuşacağı için ağzımı açmadım. Onlarla -yani anne ve babamla- buluşacağımız kafenin önüne gelmiştik. Abim ellerimi tuttu. "Her şey güzel olacak, ben her zaman yanındayım biliyorsun." dedi.
"Biliyorum hayatım. Hadi gidelim." dedim ve indim. Kafeye girdik. Annem beni görünce ayağa kalktı masalarına gittiğimizde sarıldı. Ben de sarıldım. Ne yapayım iteyim mi? Babam da sarıldı ve oturduk. Sanki 40 yıldır tanışıyorduk.
"Kahve söyleyeyim mi?" dedi abim. "Olur." dedim. Abim türk kahvesi söyledi ikimize. Kahve abimle benim kırmızı çizgimizdi. Her gün içmezsek ölecekmişiz gibi bir his geliyordu herhalde içimize.
Annem güldü ve "Biliyorum senin için zor olacak ama biz bizimle yaşamanı istiyoruz. Bize alışmanı..."
"İstediğin zaman abinle görüşeceksin onunla kalacaksın zaten. Biz sadece seni evimizde görmek, seni tanımak istiyoruz. Kötü hiçbir şey olmayacak söz veriyorum. O kız ailemize çok zarar verdi. Senin onun gibi olmadığını biliyoruz. Onun gibi olsan da farketmezdi. Sen bizim kızımızsın. Lütfen bizimle gelsen baban olarak çok rica ediyorum kızım." dedi babam ve elimi tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Sayfa|Feza Anka
Teen FictionAnka, 21 yaşında abisiyle küçük dünyasında yaşayan bir kızdır. Abisinin eski defterini büyük çabalarla yakmasıyla hayatında yeni bir sayfa açılmıştır. Bir gün hayatında ikinci kez yeni bir sayfa açılır. Bütün dünyası abisiyken hayatına giren anne...