4

34.5K 1.8K 298
                                    

Uyandığımda camdan kar yağdığını gördüm. Geceden başlamış olmalıydı. Hani sabah kalkarsın perdeyi açarsın ve her yer bembeyazdır ya. Bir anlığına dünyanın çok güzel bir yer olduğunu düşünürsün. O his doğmuştu içime.

Gidip pijamamın üstüne montumu geçirdim. Miraç'ın odasını tıklatıp "Girebilirsiniz." demesiyle içeri daldım. Hmm kibar birisi.

"Bahçeyi gördün mü? Kalk kar topu oynayalım." dedim heyecanla.

"Abla sen İzmirli misin? Kar ve kış mevsimindeyiz normal işte." dedi. Senin için çürümüş be ablası kurban.

"İyi sen gelme, gidiyorum ben." deyip odadan çıktım.

Enis abinin odasına girdim bu sefer. İlk defa odasına geldiğimden biraz şaşkındı. "Bir şey mi oldu güzelim." dedi.

"Hayır, hadi kar topu oynayalım."dedim.

Güldü "E gidelim o zaman." deyip odadan beraber çıktık. Aşağı indiğimizde Miraç'ın montuyla beklediğini gördüm. Arkamızdan Ferkan ve Andaç da gelmişti salona.

"Ben hazırım." dedi Miraç. "Geliyor musun?" diye sordum. Kafasını salladı gülerek.

Annem mutfaktan gelip "Nereye böyle?" dedi.

Miraç kar topu oynayacağımızı söyleyip bizi bahçeye sürükledi. Botlarımızı giyip bahçeye çıktık. Ben bir savaşçı edasıyla sürekli kar topu fırlatıyordum. Sonra da kaçıyordum. Anne ve babam da bizi camdan izliyordu.

Enis sürekli kar yemekten bıkmış olacak ki beni kucağına alıp karın içine attı. Miraç gülmeken ve soğuktan kıpkırmızı olmuştu. Bu savaş demekti.

Bilerek ağacın yanıma koştum onlar da peşimden gelince ağacı sallamaya başladım.  Sana da kar geliyor farkında mısın?

Enis yaptıkları aptallığın farkında olacak ki "Çok mu zeki benim güzelim?" dedi.

"E yani biraz sanki." dedi Miraç. Her yerimiz kar olmuştu. Birbirimize anlamsızca bakarken üzerime gelmeye başladılar. Ben kaçarken yere yapıştım tabii ki. Çünkü neden olmasın?

Düştüğüm yerden kalkamadan karı üzerime boca ediyorlardı. Ulan sanki beni öldürmüşler gibi gömüyorlardı kara.

"Lan götoşlar burası sahil mi?" dediğimde daha çok gülmeye ve kar atmaya devam ettiler. Ben camdan bakan babama doğru "Yardım ediiin!" diye bağırdım.

Babam da bunu bekliyormuş gibi yanımıza koştu. Beni kaldırıp "Ulan eşekler kızı tek buldunuz saldırıyorsunuz. Ben size gösteririm şimdi." deyip ikisini yere yatırdı.

Bu sefer biz onları kara gömerken annem evin kapısından bağırdı. "Yeter artık hadi üzerinizi değiştirin, hasta olacaksınız." dedi. Aga be yar- ay pardon yürek dayanmaz.

Hepimiz sırılsıklam içeri girdik. Ferkan, Andaç ve annem bize gülerek bakıyorlardı.

Tabii annemin gülmesi kısa sürdü. "Her yer ıslandı. Şu halinize bakın inşaallah biriniz hasta olursunuz da gösteririm ben size." dedi. Yazık lan bu kadına.

Babam boğazını temizleyip "Anneniz haklı çocuklar. Neden böyle şeyler yapıyorsunuz? Ayıp ayıp." dedi. Baba? O nasıl bir dönmedir yiğidim be.

Andaç konuşmamaya dayanamadığı için olsa gerek "Baba sen değil miydin onlara sonradan katılan? Hasta olurlarsa senin yüzünden bence." dedi gülerek. Ay canım bu ne böyle ortamda espiriyi açıklayan gereksizler gibi. Zaten herkes anlamış ve gülmüştü.

Yeni Bir Sayfa|Feza AnkaWhere stories live. Discover now