130

5.2K 371 152
                                    


Selaaam^^

İyi okumalaar^^

.
.
.

"Hazır mısın kızım?"

Alaz mezuniyeti için hazırlanan Anka'yı izledi bir süre. Kızı genç bir kadın olmuştu. Gün geçtikçe bunu daha iyi fark ediyordu.

"Hazırım abi."

Elinden tutup bal kızını etrafında döndürdü. Feza bordo elbisesi ve hafif makyajıyla mükemmeldi.

"Göz kamaştırıyorsun."

Feza heyecanla gökyüzü mucizesine sarıldı. İçinde büyük bir coşku vardı.

"Ben mezun oldum!"

Ayrıldıklarında Alaz muzip bir gülümseme sundu gökyüzüne.

"Biliyorum."

Acı ama gururlu bir gülümseme yerleşmişti dudaklarına.

"Benim küçük kızım büyüdü."

Feza muzurluk yapmaya devam etmek ister gibi şirince gülümsedi.

"Artık büyük bir kızım değil mi?"

Alaz'ın kaşları istemsizce çatılmıştı. Kızının yanağını okşadı şefkatle.

"Hayır sen benim her zaman küçük, güzel kızımsın."

Feza içten bir gülümseme sundu abisine.

"Biliyorum."

Agâh Soykıran bu hallerini tebessümle izliyordu. Bu anı bölmek istemese de artık çıkmaları gerekiyordu.

"Hadi çıkalım. Hakan Beyler varmıştır bile."

.
.

"Danışmanlarıma karşı din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmayacağıma, her zaman saygılı davranacağıma, kimseyi hiçbir şekilde kendi maddi veya psikolojik ihtiyaçlarımın doyum aracı olarak kullanmayacağıma, kendimi ve mesleğimi geliştirmek için çabalayacağıma and içerim!"

Anka yeminden sonra büyük bir gururla kepi fırlatmıştı. Gözleri dolu dolu onu izleyen ailesine dönüp kocaman gülümsedi.

Sınıf arkadaşlarına veda etti. Keremle vedası biraz daha uzun sürmüştü. Az kopya verip almamıştı sonuçta. Şafak, Anka'nın yanına gelip onu tebrik etti. Sonra alayla gülmeyi ihmal etmedi tabii.

"Pişman oldum şimdi. Keşke en sevdiğim öğrencimi mezun etmeseydim."

Şafağın öğretim görevlisi olduğuna inanmak için gerçekten bin şahit gerekiyordu. Anka alayla güldü.

"Üzülmeyin hocam, elinizden ne gelirdi sonuçta."

Otuz vermek dışında. Şafak üzgün bir tavırla öğrencisine baktı.

"Tek dersten kalman için çok geç değil mi?"

Anka'nın gözleri büyümüş, elini kalbine bastırmıştı.

"Çok şükür."

Şafak gülümsedi. Bir gelenek olarak ikinci dönemin vizesinde de Anka'ya otuz vermişti. Onun dersinde kopya çekmesi öğretmenlik gururuna dokunmuştu sonuçta, hakkıydı. Ferkan'a takıldı gözleri, birazdan öfkeden alev alacak adama.

"Hadi ailenin yanına git, yoksa abilerin beni çiğ çiğ yiyecek."

Anka buruk bir tebessüm sundu. Ona her zaman çok yardımcı olmuştu. Az da olsa psikolojik olarak iyi hissettirmişti.

Yeni Bir Sayfa|Feza AnkaWhere stories live. Discover now