100

6.5K 656 453
                                    


Selaaam^^

100. Bölüm.

nE? Kitaba başlarken en fazla 20 bölüm yazar bırakırım muhtemelen diyen yeterayolll3 nerede acaba?

Ve adı neden yeter ayolll3?

Neyse, final ne zamansa artık...

İyi okumalar^^

.
.
.
.

Nefesim daralıyordu. Okuldan mı atılmıştım? Emeklerim, verdiğim onca çaba çöp mü olmuştu?

Burada neden hiç oksijen yok!

Gücüm kalmadığını hissettiğimde duvarın dibine çöktüm. Etraftaki sesler uğultu şeklinde kulağıma doluyordu.

Abim? Abim neredeydi?

Nefes alamadığımı hissettiğimde elim boynuma gitti. Anında biri elimi boynumdan çekmişti.

"Feza'm bana bak. Buradayım ben."

Abim mi gelmişti?

"Nefes al Feza, benimle tekrarla."

Yüzümü bir el kendine çevirdiğinde kendime gelip nefes almaya başladım. Nefesim düzene girdiğinde abim bana sarıldı. Kucağına aldığında camın kenarına götürdü.

"Atılmadın meleğim. Hallettik tamam mı?"

Atılmamış mıydım?

"Ya ben ortam yumuşasın diye şaka yapmıştım, özür dilerim Ankaşkım."

Aras'a baktığımda gözleri dolmuştu. Ona sorun yok gülümsememi gönderecekken midemin ağzıma gelmesiyle lavaboya koştum.

Herkes peşimden geliyordu ameka!

Klozete eğildiğimde abim saçlarımı önümden çekti. İşim bittiğinde sifona basıp beni lavaboya yönlendirdi. Yüzümü yıkarken Ferkan ve Enis abim yanıma geldiler.

"İyi misin küçük?"

Kafamla onaylayıp gülümsedim. Enis abime baktım. Bana sıkıca sarıldı.

"Merak etme, kapandı soruşturma."

"Seni üzen hiçbir şeye izin vermeyeceğiz, tamam mı?"

Ayrıldığımızda Ferkan abim koluma dokundu.

"Kendini küçük şeyler için sıkma. Ortadaki sorun çok büyük olsa bile onu yok edeceğim, her zaman!"

Abilerime baktım.

"İyi ki varsınız."

Abim huzurla gülümsedi. "Sen iyi ki varsın Feza'm."

Lavabodan çıktığımızda Evran dalgınca baktığı yerden bakışlarını çekip gözlerini bana çevirdi. Kocaman gülümsedim, iyi olduğuma ikna olsun diye.

Gülümsemeye çalıştığında Andaç hızla merdivenlerden inmeye başlamıştı. Onu anlıyordum, anlamak istemesem de.

O ve Miraç hep bizim dışımızda gibiydi sanki. Hadi Miraç neyseydi yaşından ve hassaslığından dolayı bir tavrım yoktu yine de uzaklaşmış gibiydik. Andaçla ise hiçbir zaman yakın olmayacaktık.

Biyolojik abimdi. Gel gör ki yaşını, mesleğini, kaybettiği Yakut'u biliyordum sadece.

Durum biraz tuhaf olsa da, doğru olanın bu olduğunu biliyordum.

Abim elini omzuma attığında dışarı çıkmıştık. Derin bir nefes aldığımda Şafak Hoca yanımıza gelmişti.

"Nasıl geçti bakalım canım talebem?"

Yeni Bir Sayfa|Feza AnkaWhere stories live. Discover now