27.BÖLÜM

107 91 0
                                    

Keyifli okumalar💛

Ne duyuyor kulaklarım şimdi?
"Gizem için geç olabilir."

Ne demek geç olabilir?
Biz onun için çıkmadık mı bu yola onun için girmedik mi bu çıkmazın içine? Onu oradan kurt atamayacaksak ne anlamı vardı.

Biz neyi konuşacaktık burada? Ya ne anlamı vardı o zaman bizim şu an yan yana olmamızın. Aklım almıyor. Rüzgar benden ve gizem'den bir şeyler saklıyordu.

"Polis'e gidelim. Nerede olduklarını da biliyoruz."
"Gidemeyiz."

"ne demek gidemeyiz ya benim arkadaşım orada tutsak bir hâlde kim bilir ne yapıyorlar. Ses'i çok kötü geliyordu."

Sesinin çok kötü olduğunu Bana seslendiğinde anlamıştım.

"Tamam anlıyorum seni kumsal."
"Anlamıyorsun! Sen beni anlayamazsın. Hem az önce dediğin şey, Gizem için geç olabilir, Ne demek geç olabilir, ne için geç olabilir?"
"Kumsal,bir sakin olur musun?"

Gözlerim artık daha fazla dayanamayacağını gösterdi. Ve göz yaşlarım özgürlüğüne kavuşmuştu. Göz kapağımın içinde hapis değillerdi artık.

"kumsal eğer polis'e gidersek bu adamların amacını anlayamayız. Bizden ne istediklerini anlayamayız. Hem bunlar polis ten de kaçabiliyorlar. Şehirin içinde kaç gündür yakalanmadılar."

"Peki sen kaç gündür ne yaptın,
Oturup bekledin mi?"
Çok sinirliydim. Belki sert konuşuyordum. Ama dayanamıyordum.

"Kumsal,sen o haldeyken ben burada nasıl oturabilirim. Nasıl rahat edeliirim. Aklım hep sendeydi."

Aklı, neden bendeydi ki?
Ben onun arkadaşı bile değildim. Ya da biz arkadaş olmadan daha üst bir kıdemeye çıkmıştık. Ama neresesiydi orası, biz neydik bilmiyorum.

"Hastaneye geldiğimde senin ağlama sesini duydum. Yanına geliyordum. Ama sonra sesin kısıldı. Ve ben seni bulamadım. Bütün koridorları aradım. Ama bulamadım seni. Sonra bahçeye çıktığımda karşımda çok uzak mesafe de olan bir araba geçti. Ama o arabanın içinde sen olduğunu bilmiyordum. özür dilerim, özür dilerim.

Birbirimizi ararken aynı zaman da birbirimizden kaçmışız meğer istemeden, habersizce. Karşımda duran rüzgar'ın gözlerinde bir öfke vardı. Bu öfke bana değildi. Peki ya kim'e bu öfkesi?

"Araba'da ki kızı görmüştüm. Ve o adamlarda bir tuhaflık olduğunu anlamıştım. O an seni o araba'nın içinden çıkarıp kurtatamadım.
Ama takip ettim.  Ve sessiz ve ıssız olan yazlık evlerin orada durunca senin için çok korktum. sana zarar vermelerinden çok korktum.
O an  hiç bir şey düşünmedim. Araba'dan indim.ve yanına geliyordum ki, araba'dan inen adamın birini görünce ilerle yemedim.

Duraksadı. Ama dediğinin farkında mıydı? O adam kim olursa olsun orada sadece alemi mıydı?

"o adamlardan birisi babamın adamların dan biriydi. Ve onların bu işin içinde ne işleri vardı. Anlamdım. Şu an senin yanına gelirsem bu sırrı çözemeyecektim.

Hemen görünmeden araba'ya binip geri döndüm.
Şaka yapıyor olmalıydı. Beni bırakıp geri mi dönmüştü.

"İnan ki bu benim için çok zordu kumsal.
Oradan ayrılıp babamın yanına gittim. Ve konuştum. Ama bu işle bir alakası olmadığını söyledi. Bende adamların dilinden konuşup seni oradan çıkardım.çünkü dikkatleri üzerimize çekmememiz lazımdı.

"Kumsal gerçekten kim neden yapıyor bunları bilmiyorum. Ama  Ben değilim, korkmam ve şüphelenmen gereken ben değilim."

Rüzgar çok kötüydü. Hattâ şu an ağlasa şaşırmazdım. Ona kızdığıma pişman oldum. Meğer aynı kabusu görüyormuşuz.

HER ŞEY BİRAZ SENWhere stories live. Discover now