35.BÖLÜM

75 48 2
                                    

Keyifli okumalar🤎

Yüreğim kalbime bu kadar ağır yüklenmeseydi bu kadar heyecanlanırmıydım bilmiyorum.

Ama bu heyecan çok tatlıydı. Her şeye rağmen yüzünde tebessüme sebeb olan cıvıl cıvıl bir his.

Bir insanın gülüşünde nasıl kaybolabilirsin?

Ben o gülüşün içinde yaşardım.

Ben yolumu onunla bulmak istiyordum.
Ondan uzak durmaya çalışırken yine ona yaklaşıyordum.
Yine onu buluyorum.

Kaçtığım her yol ona çıkıyordu. Ve ben artık bundan şikayetçi değildim galiba. Hattâ o olmasaydı ben bütün bunlara gögüs gerebilirmiydim bilmiyorum.

Çünkü içimde hep Gizem ve rüzgar'ın ümidi vardı. Hep onlara tutundum. Onlar için dayandım. Tek olsaydım yalnız olsaydım pes edip yenik düşebilirdim.

Ama şu anda da kazanmış sayılmıyordum. Tüm bunları boşuna yaşamışım gibi hissetiriyordu.

Rüzgar camdan içeriye girerken o kocaman bedeniyle nasıl sığacağını düşünürken o çoktan girmişti.

Karşımda o her zamanki rahat gülümsemesi vardı. Bunca yaşananlardan sonra nasıl böyle gülebiliyor diye düşünmüyor değil insan.

Ben daha karşımda gülümsemesine şaşırırken kollarını açıp bana yaklaştığını görmem beni daha çok şaşırttı.

Ne yapacaktı, sarılacak mıydı bana? Gerçekten bunu yapacaktı.
Gözlerinden anlıyordum. Ama bunu yapmaya hazırmıydım bilmiyorum.

Bedeni bedenime değecekti. Kokusu kokuma karışacaktı. O etkileyici kokusunu en yakından alacaktım. Belki üzerime sinecekti. Bu beni heyecenlandırdı.

Bir adım...
Yaklaştı. Nefesini şuan yüzümde hissediyordum.
Ve kolları bedenimdeydi. Kolları belimi sarıyordu. Gözleri gözlerimden ayrıldı. Yüzü boynuma doğru eğilince tamamıyla sarılmıştı. Benim kollarım havada kaldı. Bende sarmalımıydım kollarımı bilemiyordum.

Bu farklı bir histti. Her hangi bir arkadaşına sarıldığın gibi değildi.

Çok farklı...

Bambaşka

İnsana güven veren bir histti. Tüm bu olanlarla baş edebilecek gücü verebilecek kadar güzeldi.

Kolları yavaş yavaş bedenimden ayrılınca ne kadar utandığımı anladım. Aynı zamanda da kollarının ayrılmasını istemiyordum.
Bunu ilk defa yaşamıştık ve bu ilk tanıştığımızda yaşansaydı ben orayı koşarak terk ederdim.

Ama şimdi ise tekrar sarılmak istese tekrar sarıabilirdim. Bunu tekrar isteyebilecek kadar bağanmıştım ona. Ya da varlığına alışmıştım.

Buna takıldığımda yoktu ama o bakışları, o gülüşleri benim içime işliyordu. Beni heyecanlandırıyordu. Önceden bunlar benim dikkatimi çekemezken şimdi ise içimin en derinlerine sinmişti ona ait olan her şey.

Aahh ben dalıp gitmiştim. Dedem evde ben rüzgar'ın içeriye almıştım. Koşarak odamın kapısını kapattım. O sıra da salonu dinledim. Dedemden herhangi bir ses var mı diye.

Hiçbir ses yoktu. Bu iyiydi ama dedem gece su içmeye kalkardı. Ya sesimizi duyarsa diye korkuyordum.

Dönüp rüzgar'a baktığımda ise yatağıma oturmuş bana bakıyordu. Onun gözünde nasıl göründüğümü bilmiyorum. Belki de çok komiktim.
Çünkü tanıdığı hiç bir kızın böyle bir aileye sahip olduğunu düşünmüyorum. Ama bu benim umrumda değildi.

HER ŞEY BİRAZ SENWhere stories live. Discover now