30.BÖLÜM

125 98 0
                                    

Keyifli okumalar🤍

Konuşan gözlerimiz miydi yoksa ruhlarımız mı?

Heralde hayatımda hiç bu kadar şaşırmamıştım. Çünkü dedemin hep bir kuralları vardı. Hayatı öyle gelişi güzel yaşamazdı. Hep bir şeyleri planlardı.

biz çizgisi vardı onu aşmazdı. Ama şuan karşımda duran adam benim dedem miydi? Oysaki yüz ifadesi hiç memnun değildi. Rüzgarın buraya gelmesinden, onu tanıştırmak istememden.

Hattâ inceden imalı konuşmuştu da. Ama şu an ikisinde de bi rahatlık vardı.
Tamam rüzgar zaten rahat bir çocuktu ama dedemi nasıl bu kıvama getirdi. Çok şaşırdım.
Ortamdaki sessizliğin bozulması gerekiyordu artık.

"Her şey yolunda mı? Diye sordum tereddütle."
"Yolunda kızım, bir sorun yok."

İçim daha daha rahtalmıştı. Aslında çok korkmuştum dedemin ters bir tepki vereceğinden.
"Dediklerime uyulduğu sürece bir sıkıntı yok."Dedi.
Dedem ne demişti ki?
Konuştuklarını da duyamamıştım ya.

Rüzgarı uyarmış mıydı?
Anlamam lazımdı zaten bir şey olduğunu çünkü dedem bu kadar da sakin olabilecek bir insan değil. Ve bunca yaşananlardan sonra hiç olamazdı.

Ama beni kaybetmekten de korkuyordu. Üç gün dahi olsa ayrı kalmıştık. Bu ona hiç iyi gelmemişti. Belki de bazı şeyleri göz ardı edecekti. Benim iyiliğim için.

Ama bana gelip neler olduğunu sorarsa ne diyeceğimi bilmiyorum. İçinde olduğum durumu anlatamam. Nasıl anlatabilirim ki?
Dedem başıma gelenlerden haberdar olmamalı.

Çünkü kalp rahatsızlığı var. Ona bir şey olursa kendimi affedemem.

Ben düşüncelerden kopmak üzereyken rüzgar da ayağa kalktı.

"Efendim anlayışınız için çok teşekkür ederim."Dedi.

Ama fazlasıyla efendi bir çocuk gibi görünüyordu. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Hattâ içimden gülüyordum da.
Dedem kapıya kadar bize eşlik etti.

Ama ben nereye gidiyordum? Bunu konuşmuşlar mıydı?  dedem bana dönerek,
"Kumsal, kızım siz konuşmuşsunuz ama yarın rüzgarın teyzesi seni bekliyor."

Rüzgarın teyzesi mi?
Gideceğimiz yer gerçekten teyzesi miydi?
Yoksa dedeme mi öyle söylemişti?
Anlamadım ama anlaşmalarına da sevinmedim de değil. Rüzgar kapının önündeydi.

Bende gitmediğim göre onu ben uğurlayacaktım. Dedem bizi kapı da yalnız bırakıp gitti. Konuşmamız gerektiğini anladı galiba.
Rüzgar bana dönerek,

"Yarın görüşürüz o zaman."
"Görüşürüz."dedim.
Adımını attı. Ama geri döndü arkasına ve,
"Az daha unutuyordum. Numarını alacaktım."
Tamam dercesine kafamı salladım. Ve o da telefonunu bana uzattı.

Kendi numaramı yazdım. Ama kaydetme kısmını kendisine bıraktım. 

"Ben kaydetmek istiyorum.
Böyle deyince telefonu geri ona uzattım."
Telefonu eline aldı ve Kaydetti. ama ne yazdı göremedim.
"Telefonun gece açık olsun. Gecemi seninle geçirmek istiyorum."

Nasıl yani?


Bu kadar yaşadıklarımızın içinde bile yüzümde tebessüm oluşturabiliyordu. Bu çocukta ne vardı. Böyle en umulmadık anda, her anımda, bu kadar kısa sürede kendisine böyle alıştırmıştı.

HER ŞEY BİRAZ SENWhere stories live. Discover now