46.BÖLÜM

49 15 0
                                    

"Peki neden gizemin annesini de kattın bu oyunun içine?"

Gözlerimi açtığımı hissettiğim ile anda sorduğum tek soru buydu.

Ellerimle gözlerimi ovuşturup kendime gelmeye çalıştım.

Bacaklarımdaki ağrının daha baskın olması ayağa kalkmamı zorlaştıracağını anlamıştım ve bu yüzden kendimi zorlamak istememiştim.

Oturduğum koltukta biraz daha kalmaya karar vermiştim.

Bir dakika ben oturduğum koltuğa nasıl gelmiştim.
En son odamın girişinde konuşuyorduk.

Ve ben galiba bir gece de ikinci defa bayılmıştım.

Ve bu gecenin bana öğrettiği şey ise insanlar fiziki değil de ruhsal darbeler de yıkılıyordu.

Uykusuz kaldığım gecelerde, hattâ aç uyuduğum o gecede bile bayılmamıştım ama şimdi duyduğum sözler benim bedenimdeki sistemi çökerte biliyordu.

Gözlerimi ovuşturmaya devam edip sanki uykumdan uyarnımışcasına kendime gelmeye çalışıyordum.

Az da olsa bunu başarabilmiştim. En azından soru sorabilecek kadar, konuşabilecek kadar bilincim yerindeydi.

Ve cevabımı almadan da vazgeçmeye niyetim yoktu.

"Bir soru sormuştum!"

"Gizem ve annesi neden bu işin içindeydi?"

Karşımdaki oturan adam oldukça ifadesiz bakan gözleri ile bakıyordu.

Bünyesinde şu an hiç bir duygunun olmadığına emindim.

Dudaklarını araladığında bir şeyler söyleyeceğini anlamıştım ama oldukça sakin tavrı yüzünden ne yapmak istediğini tam kestiremiyordum.

Ama sonunda araladığında dudaklarında sözcükler dökülmüştü.

"Tüm bu olanları bir şeye bağlamam lazımdı.
Peşinde olan adamların bir sebebi olması lazımdı. Ve sebebini de gizem'in annesine ve o haplara bağladım. Yani sen böyle düşündün.
gizeme karşı olan zaafını biliyordum. Bu da benim işime gelmişti."

"Sen düşündüğümden de pislik bir adammışsın!"

Tüm bunları yapıp sonrasında sakin bir şekilde nasıl anlatabiliyordu.

Bahsettiği şey bir film veya belgesel özeti değildi.

Bahsettiği şey benim hayatımdı.

𝙰𝚕𝚝 ü𝚜𝚝 𝚘𝚕𝚊𝚗 𝚑𝚊𝚢𝚊𝚝ı𝚖.

Bunu bu kadar kolay söyleyemezdi. Yaptıklarını, ve kendi doğrularını karşımdaki böylesine savunamazdı.

Ve en önemlisi ben artık burada bu adamın evinde, yanında kalamazdım.

Her türlü davayı açıp onu bu yaptığına pişman etmeliydim.

Ama bunun zamanı şimdi değildi.

Gözlerimden akan yaşları ona daha fazla sergileyip ezik gibi durmak istemeyip gözlerimi sildim.

Ve oturduğum yerden hışımla ayağa kalktım.

Bu yaptığım onun yüzünden az da olsa şaşırma nidası belirtmişti.

Az önce kalkabilecek gücü kendimde bulamazken şimdi ayakta durabilmek için kalan son gücümü göz önüne seriyordum.

"Bu evde bir dakika daha duramam ve seninle sonra görüşeceğiz bu yaptığının bedelini ödeyeceksin!"

O da benim gibi ayağa kalkmıştı. Ve karşımdaki benim gibi durmuştu.

HER ŞEY BİRAZ SENWhere stories live. Discover now